92406 kayıt bulundu.
yığın bulut, yığın kültürü, bir yığın
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe
1. Ben de bu hudutsuz yığında bir kum tanesiyim.
1. Ben de bu hudutsuz yığında bir kum tanesiyim.
2. Birçok kimsenin veya nesnenin bir araya gelmesiyle oluşan kalabalık, küme, kitle, kütle
1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Kesif ve yoğun nitelikli bulut tabakası
1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Toplumsal yapı ayrılıkları gözetilmeksizin televizyon, radyo, sinema, basın vb. kitle iletişim araçlarıyla yaygınlaştırılan kültür
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin biriktiği yer
2. Bir şeyin bir yerde çokça birikmesi, tecemmu, tahaşşüt
3. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Bir hücreli bitkilerin bir araya gelerek oluşturdukları küme
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok, pek çok
1. Avrupa'dan yığınla kitap getirmiştim.
1. Avrupa'dan yığınla kitap getirmiştim.
Telaffuz : yığı'nla
1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Molozların çimento durumuna dönüşmesiyle oluşan kütle, konglomera
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir araya gelip toplanmak, birikmek
yiğitbaşı, babayiğit, koç yiğit
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Güçlü ve yürekli, alp, kahraman, mert
1. Yiğide ölüm geçine / Al beni zülfün ucuna / Sallanayım tel yerine
1. Yiğide ölüm geçine / Al beni zülfün ucuna / Sallanayım tel yerine
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen (kimse), mert
1. O yiğit adamdır, gerçeği söylemekten çekinmez.
1. O yiğit adamdır, gerçeği söylemekten çekinmez.
3. isim , isim , isim , isim , Delikanlı, genç erkek
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Esnaf loncalarının kararlarını yürüten kimse
Telaffuz : yiği'tbaşı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yiğit
2. zarf , zarf , zarf , zarf , (yiği'tçe) Yiğit gibi, yiğide yaraşır bir biçimde, yüreklilikle
1. Ahmet, yiğitçe ortaya atılmıştı.
1. Ahmet, yiğitçe ortaya atılmıştı.
1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Koçaklama
1. -i , -i , -i , -i , Yüreklendirmek, cesaretini artırmak, cesaretlendirmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yiğitlik etmek, cesaret göstermek, yiğitlenmek
babayiğitlik
1. isim , isim , isim , isim , Yiğit olma durumu, yiğitçe davranış, erkeklik, yüreklilik, cesaret, mertlik
1. Türk yiğitliği destanları, kendilerine layık olacağı kadar yazılabilmiş değildir.
1. Türk yiğitliği destanları, kendilerine layık olacağı kadar yazılabilmiş değildir.
1. `her zaman özverili, hoşgörülü ve ılımlı ol` anlamında kullanılan bir söz