92406 kayıt bulundu.
1. her zaman bir arada olmak ve sıkı ilişki içinde bulunmak
üçler yediler kırklar
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Yedi kişilik evliya topluluğu
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yedi parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden yedi tane bulunan
2. isim , isim , isim , isim , İskambil gibi oyunlarda üzerinde yedi işareti bulunan kâğıt
3. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Divan edebiyatında her bendi yedi dizeden oluşmuş nazım birimi
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yedisi bir arada, yedi taneden oluşmuş, yedi tane alabilen
1. Yedilik cezve.
1. Yedilik cezve.
1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Yedeğe alınarak götürülmek
yedinci sanat
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yedi sayısının sıra sıfatı, sırada altıncıdan sonra gelen
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Yedirme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Hayvani protein alamayan yerlerde, bu yol ile fakir fukaraya et yedirebilmek imkânı hazırlanmıştır.
1. Hayvani protein alamayan yerlerde, bu yol ile fakir fukaraya et yedirebilmek imkânı hazırlanmıştır.
2. Yedirme becerisi bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yedirme işi yapılmak
1. Kendi sarsak ahlak değerlerine bağlı yaşamaktadır. Bu da ilginç bir eğretilemeyle romana yedirilir.
1. Kendi sarsak ahlak değerlerine bağlı yaşamaktadır. Bu da ilginç bir eğretilemeyle romana yedirilir.
1. isim , isim , isim , isim , Yedirmek işi
2. Yağ, kireç ve kendirden yapılan, su borularını birbirine tutturmaya yarayan macun
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Yemesini sağlamak
2. Ağzına yiyecek vermek, beslemek, karnını doyurmak
1. Çocuğu yedirmek.
1. Çocuğu yedirmek.
3. Bir şeyi azar azar başka bir şeyin içine karıştırarak belli olmayacak duruma getirmek
1. Yağı hamura yedirmek.
1. Yağı hamura yedirmek.
4. Bir fazlalığı herhangi bir biçimde kullanmak
1. Kumaşın fazlasını büzgüye yedirdi.
1. Kumaşın fazlasını büzgüye yedirdi.
5. -e , -e , -e , -e , Nefis, namus, şan, kibir vb. kavramlarla kullanıldığında yakıştırmak, yaraştırmak
6. -e , -e , mecaz , mecaz , -e , -e , mecaz , mecaz , Bir kimseye rüşvet vermek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yedi sayısının üleştirme sayı sıfatı
2. Her birine yedi, her defasında yedisi bir arada olan
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yedişer yedişer sıralanmış
2. Her biri yedi birimden oluşan
1. isim , isim , isim , isim , Bingöl iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : yedi'su
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yılda birkaç kez meyve veren veya çiçek açan (asma, gül vb.)
2. Çok meyve veren veya çiçek açan (bitki)
Telaffuz : yedi'veren