Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yaratım
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Özel yetenekle ortaya konulan eser veya nesne, yaratı, kreasyon


yaratımcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Özel yetenekle bir nesne veya eser ortaya koyan kimse, kreatör


yaratımcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yaratımcı olma durumu


yaratımsal
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yaratım ile ilgili

Örnek:

1. Sanatçı görüşlerini, düşüncelerini yaratımsal duyarlıkta eritemediğinden makaleye yönelmiş gibidir.

1. Sanatçı görüşlerini, düşüncelerini yaratımsal duyarlıkta eritemediğinden makaleye yönelmiş gibidir.


yaratış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yaratma işi


yaratıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yaratıvermek işi


yaratıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak veya kısa sürede yaratmak


Telaffuz : yaratı'vermek

yaratma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yaratmak işi

Örnek:

1. Bir sihirli kelimesi içinde şimşekler yaratmaya kadirdi.

1. Bir sihirli kelimesi içinde şimşekler yaratmaya kadirdi.


yaratmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , din bilgisi , din bilgisi , -i , -i , din bilgisi , din bilgisi , Allah, olmayan bir şeyi var etmek

Örnek:

1. Allah, mutlaka dünyayı kullarına sevdirmek için baharı yaratmış olacaktı.

1. Allah, mutlaka dünyayı kullarına sevdirmek için baharı yaratmış olacaktı.

2. nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , Zekâ, düşünce ve hayal gücünden yararlanarak o zamana kadar görülmeyen yeni bir şey ortaya koymak, yapmak

Örnek:

1. Bir cazibe yaratmak için ne yapmalı diye düşünüyorduk.

1. Bir cazibe yaratmak için ne yapmalı diye düşünüyorduk.

3. nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , Olmasına, ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak

Örnek:

1. Bu haber sinirli bir hava yarattı. Yangın büyük tehlike yarattı.

1. Bu haber sinirli bir hava yarattı. Yangın büyük tehlike yarattı.


yaraya merhem olmak
Anlamı:

1. zorunlu ihtiyacı karşılamak


yaraya tuz biber ekmek
Anlamı:

1. bir derdin acısını çoğaltmak


yarayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yarayabilmek işi


yarayabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Yarama ihtimali veya imkânı bulunmak


yarayı tazelemek
Anlamı:

1. üzüntüyü, sıkıntıyı, acıyı hatırlatmak, yeniden ortaya çıkarmak


yarayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yarama işi


yarayışlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yararlı


yarayışlılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yararlılık


yarayışsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yararsız


yarayışsızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yararsızlık


yarbay
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Orduda rütbesi binbaşı ile albay arasında olan subay

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Kaymakam


yarbaylık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yarbay olma durumu

2. Yarbayın rütbesi

3. Yarbayın görevi


yarda
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 91,4 santimetrelik İngiliz uzunluk ölçüsü birimi


Lisan : İtalyanca iarda

Telaffuz : ya'rda

yardak
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Özellikle kötü işlerde yardım


yardakçı

İlgili Kelimeler:

halk yardakçısı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kötü işlerde birine yardım eden kimse

Örnek:

1. Selmin ve yardakçısının planını fitil fitil burunlarından getirebilir.

1. Selmin ve yardakçısının planını fitil fitil burunlarından getirebilir.


yardakçılık

İlgili Kelimeler:

halk yardakçılığı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yardakçı olma durumu

Örnek:

1. İki arkadaşımın yardakçılığıyla yönetim binasını taşladım, pencerelerin yedi sekizini kırdım.

1. İki arkadaşımın yardakçılığıyla yönetim binasını taşladım, pencerelerin yedi sekizini kırdım.