Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yardımcısız
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yardımcı olmadan


yardımda bulunmak
Anlamı:

1. yardım etmek

Örnek:

1. Mal sahibi Rafet Reis, ona epey yardımda bulunmuştu.

1. Mal sahibi Rafet Reis, ona epey yardımda bulunmuştu.


yardımına koşmak
Anlamı:

1. güç duruma düşene istekle yardım etmek


yardımlaşabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yardımlaşabilmek işi


yardımlaşabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yardımlaşma ihtimali veya imkânı bulunmak


yardımlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yardımlaşmak işi

Örnek:

1. Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir.

1. Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir.


yardımlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Karşılıklı yardımda bulunmak

Örnek:

1. Denizciler aralarında, karadaki tarla sahiplerinden çok daha fazla, hem çok daha candan yardımlaşırlar.

1. Denizciler aralarında, karadaki tarla sahiplerinden çok daha fazla, hem çok daha candan yardımlaşırlar.


yardımsever
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hayırsever


yardımseverlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hayırseverlik

Örnek:

1. Sevimliliğinden, yardımseverliğinden hiçbir şey yitirmemişti.

1. Sevimliliğinden, yardımseverliğinden hiçbir şey yitirmemişti.


yardımsız
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yardım almadan

Örnek:

1. Yeniden görev başındaydı ve bu andan sonra işi yardımsız yürütecekti.

1. Yeniden görev başındaydı ve bu andan sonra işi yardımsız yürütecekti.


yardımsızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yardımsız olma durumu


yardırış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yardırma işi


yardırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yardırmak işi


yardırmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Yarma işini yaptırmak


yâren

İlgili Kelimeler:

yârenbaşı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arkadaş, yakın dost

Örnek:

1. Görmeye gelenleri, hâl hatır soranları / Sevgili yârenleri görmez olasın bir gün

1. Görmeye gelenleri, hâl hatır soranları / Sevgili yârenleri görmez olasın bir gün

2. Dostların oluşturduğu topluluk


Lisan : Farsça yārān

Telaffuz : yâ:ren

yârenbaşı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yâreni yöneten veya yönlendiren kimse


Telaffuz : yâ:re'nbaşı

yârence
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yâren gibi, yârene benzer bir biçimde

Örnek:

1. Mavi gözlüklü adam hâlden anlamıştı sanırım, babama yârence gülerek...

1. Mavi gözlüklü adam hâlden anlamıştı sanırım, babama yârence gülerek...


Telaffuz : ya:re'nce

yârenlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yakın arkadaşlık, muhabbet

2. Ahbapça, dostça konuşma, söyleşme, sohbet


yârenlik etmek
Anlamı:

1. ahbapça, dostça konuşmak, sohbet etmek

Örnek:

1. Otur kadınım, seninle biraz yârenlik edelim.

1. Otur kadınım, seninle biraz yârenlik edelim.


yargı

İlgili Kelimeler:

yargı alanı, yargı çevresi, yargı denetimi, yargı erki, yargıevi, yargı gücü, yargı organları, yargı usulü, yargı yeri, yargı yetkisi, yargı yolu, ön yargı, peşin yargı, değer yargısı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme vb. yollara başvurularak kişi, durum veya nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi, hüküm

Örnek:

1. İlk yargısını ezbere mi verdiğini hâlâ bilmiyorum.

1. İlk yargısını ezbere mi verdiğini hâlâ bilmiyorum.

2. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Yasalara göre mahkemece bir olay veya olgunun doğuşuna etken olan sebeplerin de göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi sonucu verilen karar, kaza

Örnek:

1. Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

1. Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.


yargı alanı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yargı çevresi


yargı çevresi
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Bir mahkemenin yargılama yetkisinin sınırlarını belirleyen coğrafi, resmî alan, yargı alanı, kaza dairesi


yargı denetimi
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Yargı düzeninin sağlanması amacıyla yargı kurulları veya organları tarafından gerçekleştirilen denetim


yargı erki
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Yargı gücü


yargı gücü
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Yargı işini yerine getirebilme gücü, yargı erki