Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yankı yapmak
Anlamı:

1. ses bir yere çarpıp ikinci kez duyulmak


yankıca
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Başkasının söylediği sözleri yankı gibi yineleme


yankıcıl
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , hayvan bilimi , hayvan bilimi , sıfat , sıfat , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yankıdan yararlanarak yönünü bulan (hayvan)


yankılama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yankılamak işi


yankılamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sesi geri çevirmek, yankı durumunda geri döndürmek, inikâs etmek


yankılanım
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapalı bir yerde seslerin dağılım biçimi, akustik


yankılanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yankılanış


yankılanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yankılanmak işi

Örnek:

1. Ödüller, sataşmalar, polemikler tek yankılanma yolu olup çıktı.

1. Ödüller, sataşmalar, polemikler tek yankılanma yolu olup çıktı.


yankılanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ses vermek, ses çıkarmak, yankı durumunda geri dönmek, aksetmek

Örnek:

1. Tapınaklar gibi yüksek tavanlı olan bu binanın duvarlarında belli belirsiz bir ilahi yankılanıyordu.

1. Tapınaklar gibi yüksek tavanlı olan bu binanın duvarlarında belli belirsiz bir ilahi yankılanıyordu.


yankılatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yankılatmak işi


yankılatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yankılama işini yaptırmak


yankılı

İlgili Kelimeler:

yankılı konuşma

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yankısı olan


yankılı konuşma
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Başka birinin kullandığı söz veya cümleleri anlamsız olarak yankı gibi tekrarlama, ekolali


yankısız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yankısı olmayan

Örnek:

1. Binlerce insana değil, sinir bozucu yankısız bir boşluğa konuşuyordu.

1. Binlerce insana değil, sinir bozucu yankısız bir boşluğa konuşuyordu.


yanlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yanlamak işi


yanlamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yana yatmak, yana dönmek

2. -i , -i , -i , -i , Yanından geçmek

3. -e , -e , mecaz , mecaz , -e , -e , mecaz , mecaz , Çalışıp yorulmadan başka birisinden geçinmek

Örnek:

1. Validenin yanına yanlamaktan başka çarem yok!

1. Validenin yanına yanlamaktan başka çarem yok!


yanlamasına
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yan olarak, yana yatmış biçimde, yan yan

Örnek:

1. Bir ayağını öteki dizinin üstüne, top namlusu gibi yanlamasına koyardı.

1. Bir ayağını öteki dizinin üstüne, top namlusu gibi yanlamasına koyardı.


yanlı

İlgili Kelimeler:

çok yanlı, tek yanlı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yandaş


yanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kahvaltıda ve diğer öğünlerde ana yiyeceğin yanında verilen çerez türü veya domates, salatalık vb. yiyecekler


yanlılık

İlgili Kelimeler:

çok yanlılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yandaşlık

Örnek:

1. Gençlik onun yanlılığını, bencillik gibi görünen iç inzivasını hiç tutmazdı.

1. Gençlik onun yanlılığını, bencillik gibi görünen iç inzivasını hiç tutmazdı.


yanlış

İlgili Kelimeler:

yanlış yere, yanlış yunluş, yalan yanlış, yaygın yanlış, dizgi yanlışı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymama durumu, yanılgı, hata

Örnek:

1. Sen hayatımdaki bir yanlışmışsın, keşke seni hiç tanımasaydım.

1. Sen hayatımdaki bir yanlışmışsın, keşke seni hiç tanımasaydım.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymayan, aykırı olan, hatalı

Örnek:

1. Yanlış ve mantıksız hareketim bu suretle cezalanmalı.

1. Yanlış ve mantıksız hareketim bu suretle cezalanmalı.

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Hatalı bir biçimde

Örnek:

1. Evime gitmek için, yanlış söyledim, gitmemek için vapurun kaçmasını bekliyordum.

1. Evime gitmek için, yanlış söyledim, gitmemek için vapurun kaçmasını bekliyordum.

4. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Biçimsel düşünme yasalarına uymayan, düşünülen şeyle uyuşmayan


yanlış ata oynamak
Anlamı:

1. tercihinde yanlış yapmak


yanlış çıkmak
Anlamı:

1. yanlış olduğu anlaşılmak


yanlış hesap Bağdat'tan döner
Anlamı:

1. `ortaya çıkan bir yanlışlık çok geç de olsa düzeltilebilir` anlamında kullanılan bir söz


yanlış kapı çalmak
Anlamı:

1. isteğinin yapılmayacağı, yersiz sayılacağı bir yere başvurmak