yanlış yere, yanlış yunluş, yalan yanlış, yaygın yanlış, dizgi yanlışı
1. isim , isim , isim , isim , Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymama durumu, yanılgı, hata
1. Sen hayatımdaki bir yanlışmışsın, keşke seni hiç tanımasaydım.
1. Sen hayatımdaki bir yanlışmışsın, keşke seni hiç tanımasaydım.
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymayan, aykırı olan, hatalı
1. Yanlış ve mantıksız hareketim bu suretle cezalanmalı.
1. Yanlış ve mantıksız hareketim bu suretle cezalanmalı.
3. zarf , zarf , zarf , zarf , Hatalı bir biçimde
1. Evime gitmek için, yanlış söyledim, gitmemek için vapurun kaçmasını bekliyordum.
1. Evime gitmek için, yanlış söyledim, gitmemek için vapurun kaçmasını bekliyordum.
4. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Biçimsel düşünme yasalarına uymayan, düşünülen şeyle uyuşmayan