92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Yaldızcının işi
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gösterişli fakat değersiz iş yapma
1. isim , isim , isim , isim , Yaldızlamak işi
2. Ciltlenmiş kitapların kapak veya kenarlarını altın suyuyla süsleme, tezhip
1. -i , -i , -i , -i , Bir eşyayı yaldızla kaplamak, yaldız sürerek süslemek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Parlatmak
1. Hafif şeffaf bir sis fundalıkları dolanıyor, güneşin damlaları yaprakları yaldızlıyordu.
1. Hafif şeffaf bir sis fundalıkları dolanıyor, güneşin damlaları yaprakları yaldızlıyordu.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gösterişli süslerle değersizliğini veya kötülüğünü gizlemek
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Boynuz takmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yaldızlama işi yapılmak veya yaldızlama işine konu olmak
1. Mesela kapının hizasında, gayet kıymetli, etrafı altınla yaldızlanmış bir kap.
1. Mesela kapının hizasında, gayet kıymetli, etrafı altınla yaldızlanmış bir kap.
yaldızlı hap
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üzerine yaldız sürülmüş, yaldızla süslenmiş
1. Tavanlar, duvarlar, kapılar, hep kartonpiyerli, yaldızlı.
1. Tavanlar, duvarlar, kapılar, hep kartonpiyerli, yaldızlı.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aldatan, göz boyayan
1. Yaldızlı sözler.
1. Yaldızlı sözler.
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Kötülüğü örtülerek, gizlenerek verilen şey
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üzerine yaldız sürülmemiş, yaldızla süslenmemiş
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aldatmayan, göz boyamayan
1. isim , isim , isim , isim , Uzun ve tekrarlardan oluşan şarkı
Lisan : Arapça yā + leylī
Telaffuz : ya:lelli
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Serap
yalı ağası, yalı boyu, yalı bülbülü, yalıçapkını, yalı uşağı, yalı yar
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Sahil
2. Su kıyısında yapılmış büyük, görkemli ev
1. Yalıda panjurları açık bir pencereye / Sarmaşıklar içinden bir merdiven dayalı
1. Yalıda panjurları açık bir pencereye / Sarmaşıklar içinden bir merdiven dayalı
Lisan : Rumca
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Kıyıları korumakla görevli komutan
1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Su kıyısı
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Deniz kıyısında doğup büyümüş kimse
1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Yüksek kıyılarda dalga aşındırmasıyla oluşan ve aşınma sürdükçe karanın içine doğru gerileyen yar, falez
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yalıçapkınıgillerden, su kıyılarında yaşayan, sırtı mavi ve yeşil, karnı pas rengi bir kuş, emircik, iskele kuşu (Alcedo atthis)
Telaffuz : yalı'çapkını
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Örneği yalıçapkını olan omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfına giren bir familya
1. isim , isim , isim , isim , Konya iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : yalı'hüyüğü
yalımı alçak
1. isim , isim , isim , isim , Alev
1. Kuru otların yalımı çabuk geçti.
1. Kuru otların yalımı çabuk geçti.
2. Kılıç, bıçak gibi kesici araçların keskin yüzü