92406 kayıt bulundu.
yalın ad, yalın ayak, yalın cümle, yalın durum, yalıngöz, yalın hâl, yalın isim, yalın kat, yalın kelime, yalın kılıç, yalın sıfat, yalın tümce, yalın üslup, yalın yapıldak, yalın zaman, yalın zarf
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gösterişsiz, süssüz, sade (söz, yazı)
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Çıplak, kınından çıkmış
1. Dışarıdan içeriye ellerinde yalın kasaturalarla polisler daldı.
1. Dışarıdan içeriye ellerinde yalın kasaturalarla polisler daldı.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Alev
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Birleşik olmayan ve yapım eki almamış ad, yalın isim: Ev, kol, el, baş, diş gibi
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ayakları çıplak
1. Soldan dört ayak üzerinde, yalın ayak, başı kabak bir adam görülür.
1. Soldan dört ayak üzerinde, yalın ayak, başı kabak bir adam görülür.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Çıplak ayakla
1. Sonra kalktım, yalın ayak, örtüsüz tahta masaya gittim.
1. Sonra kalktım, yalın ayak, örtüsüz tahta masaya gittim.
1. çok perişan bir kılıkta
1. İçinde yaz kış, bir don bir gömlekle yalın ayak, başı kabak bir adam oturur.
1. İçinde yaz kış, bir don bir gömlekle yalın ayak, başı kabak bir adam oturur.
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Bir tek çekimli fiille kurulan cümle, yalın tümce
1. Bugün hava çok sıcak. Yarın İstanbul'a gitmeliyiz. Ali kitap okuyor.
1. Bugün hava çok sıcak. Yarın İstanbul'a gitmeliyiz. Ali kitap okuyor.
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Ad soyundan sözün taşıdığı kavramı ek almadan bildiren durum, yalın hâl, mücerret, nominatif
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yalın durum
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yalın ad
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İnce, tek katı olan
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sağlam olmayan, dayanıksız
1. Yalın kat tavanlarda, döşemelerde, kapı, cam çerçevelerinde türlü türlü aralıklar...
1. Yalın kat tavanlarda, döşemelerde, kapı, cam çerçevelerinde türlü türlü aralıklar...
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Basit, derinliği olmayan, üstünkörü
1. Benim o husustaki malumatım epeyce yalın kat, hemen hemen yufkadır.
1. Benim o husustaki malumatım epeyce yalın kat, hemen hemen yufkadır.
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Anlamlı olarak daha küçük parçaya bölünemeyen, kök durumundaki kelime, basit kelime: Ev, gel, ayak gibi
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Elinde kılıç olduğu hâlde, kılıçlı olarak, dalkılıç
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tek başına
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Birleşik olmayan ve yapım eki almamış sıfat
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yalın cümle
1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Uzatmalardan, parlak hayalî buluşlardan, süslü benzetmelerden, istiarelerden uzak üslup
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Üstü başı perişan durumda olan (kimse)
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Ek fiil kullanılmadan kurulan çekimli fiilin belirttiği zaman: Geldin, gelmişsin, geliyorsun gibi
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Birleşik olmayan ve yapım eki almayan zarf: En, pek, çok, az gibi
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Birleşik olmayan, yalnız bir maddeden oluşan
2. Karışık olmayan, basit
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Çıplak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kabuğu çatlayıp soyulan
1. Çınar yalıngaç ağaçlardandır.
1. Çınar yalıngaç ağaçlardandır.
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Bir tür kertenkele
Telaffuz : yalı'ngöz
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sadeleşmek, yalın duruma gelmek