yaldızlamak

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir eşyayı yaldızla kaplamak, yaldız sürerek süslemek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Parlatmak

Örnek:

1. Hafif şeffaf bir sis fundalıkları dolanıyor, güneşin damlaları yaprakları yaldızlıyordu.

1. Hafif şeffaf bir sis fundalıkları dolanıyor, güneşin damlaları yaprakları yaldızlıyordu.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gösterişli süslerle değersizliğini veya kötülüğünü gizlemek

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Boynuz takmak