Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
üstünden (şu kadar zaman) geçmek
Anlamı:

1. aradan herhangi bir zaman geçmek


üstünden akmak
Anlamı:

1. bir durumu çok belli olmak

Örnek:

1. Hepsi temiz, hepsi yeni giyinmiş askerin vakarı, efendiliği üstlerinden akıyor.

1. Hepsi temiz, hepsi yeni giyinmiş askerin vakarı, efendiliği üstlerinden akıyor.


üstünden atmak
Anlamı:

1. bir şeyi ödev olarak kabul etmemek

2. bir şeyin kendi üzerinde bıraktığı etkiyi kaldırmak

Örnek:

1. Sidar, uyku mahmurluğunu çarçabuk üstünden atarak pişkin pişkin gülümsedi.

1. Sidar, uyku mahmurluğunu çarçabuk üstünden atarak pişkin pişkin gülümsedi.


üstünden başından akmak
Anlamı:

1. durumu belirgin bir biçimde anlaşılmak

Örnek:

1. Üstünden başından itina akan bir yolcudan yol sorulabilir mi?

1. Üstünden başından itina akan bir yolcudan yol sorulabilir mi?


üstünden dökülmek
Anlamı:

1. giysi, giyecek bol ve biçimsiz olmak, yakışmamak


üstünden geçmek
Anlamı:

1. ırzına geçmek


Ön Takı : (birinin)

üstünden geçmek
Anlamı:

1. daha önceden yapılmış bir işi, denetlemek amacıyla yeniden gözden geçirmek


üstünden kibarlık akmak
Anlamı:

1. aşırı derecede kibar davranmak


üstünden silindir gibi geçmek
Anlamı:

1. perişan etmek, çok yormak


Ön Takı : (birinin)

üstüne

İlgili Kelimeler:

üstüne üstlük, başüstüne

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , İlişkin, üzerine, dair

Örnek:

1. Arkadaşım aşk ve evlilik üstüne konuşulacak şeyler bulmuştu.

1. Arkadaşım aşk ve evlilik üstüne konuşulacak şeyler bulmuştu.

2. Hesabına

Örnek:

1. Kahveci içilen kahveleri Esat Ağanın üstüne yazıyor.

1. Kahveci içilen kahveleri Esat Ağanın üstüne yazıyor.

3. -e göre, uygun olarak

Örnek:

1. Paris'e yazıldı. Oradan ölçü üstüne gönderdiler, insan Paris'e kendi gidip diktirmeli.

1. Paris'e yazıldı. Oradan ölçü üstüne gönderdiler, insan Paris'e kendi gidip diktirmeli.

4. -den sonra

Örnek:

1. Ben rakının üstüne şarap içmem diyecek oldu.

1. Ben rakının üstüne şarap içmem diyecek oldu.

5. Kendinden önce gelen sözün ikileme biçiminde anlamını pekiştirmek ve sıklığını ifade etmek için kullanılan bir söz

Örnek:

1. Memleketten mektup mektup üstüne para istemiyorlardı o sıralarda...

1. Memleketten mektup mektup üstüne para istemiyorlardı o sıralarda...


üstüne alınmak
Anlamı:

1. bir davranışın kendisine karşı olduğunu sanarak tedirgin olmak, alınmak

Örnek:

1. Otomobilin dinmeyen yaygarasını üstüne alınmaya mahal yoktu.

1. Otomobilin dinmeyen yaygarasını üstüne alınmaya mahal yoktu.


üstüne almak
Anlamı:

1. bir işi yapmaya söz vermek, ödev alınmak

Örnek:

1. Her biri, ayrı bir defter sayfasının gözden geçirilmesini üstüne aldı.

1. Her biri, ayrı bir defter sayfasının gözden geçirilmesini üstüne aldı.


üstüne atmak
Anlamı:

1. bir suçu birine yüklemek


üstüne başına etmek
Anlamı:

1. kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , ağır bir biçimde sövmek


Ön Takı : (birinin)

üstüne basmak
Anlamı:

1. yerinde bir düşünce ileri sürmek

2. iyice belirtmek

Örnek:

1. Üstüne basa basa olmaz, dedi.

1. Üstüne basa basa olmaz, dedi.


üstüne bir bardak (soğuk) su içmek
Anlamı:

1. alay yollu , alay yollu , alay yollu , alay yollu , bir işten umudunu kesmek, o işin olacağına inanmamak, o işten vazgeçmek


üstüne bir iki güneş doğmak
Anlamı:

1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , sabah yataktan geç kalkmak


üstüne çekmek
Anlamı:

1. kendi üzerine almak, muhatap olmak

Örnek:

1. Hâlâ eski zenginliğinin hasedini üstüne çeker ve eski terekelerinin veraset vergilerini öder.

1. Hâlâ eski zenginliğinin hasedini üstüne çeker ve eski terekelerinin veraset vergilerini öder.


üstüne çullanmak
Anlamı:

1. saldırarak üzerine abanmak


üstüne düşmek
Anlamı:

1. bir kimseyle veya bir şeyle çok ilgilenmek

Örnek:

1. Biz de hani üstüne düşüp düzeltecek yerde, Atatürk'ün Osmanlıcayı Türkçeleştirmek hususundaki güzel arzusunu bugünkü uydurma dilcilik gayretine alet etmişiz.

1. Biz de hani üstüne düşüp düzeltecek yerde, Atatürk'ün Osmanlıcayı Türkçeleştirmek hususundaki güzel arzusunu bugünkü uydurma dilcilik gayretine alet etmişiz.


üstüne fenalık gelmek
Anlamı:

1. aşırı derecede sıkılmak, pek bunalmak

Örnek:

1. Bütün kan başıma çıktı, üstüme bir fenalık gelir gibiydi.

1. Bütün kan başıma çıktı, üstüme bir fenalık gelir gibiydi.


üstüne geçirmek
Anlamı:

1. bir malın tapusunu kendi adına yazdırmak

2. evlat edinmek


üstüne gelmek
Anlamı:

1. bir şey yapılırken veya konuşulurken çıkagelmek


Ön Takı : (bir şeyin)

üstüne gitmek
Anlamı:

1. bir işe el atmak, karışmak

Örnek:

1. Hancı kırda yatıyormuş, üstlerine gidememiş. Karıyı gözünün önünde kesmişler de üstüne gidememiş.

1. Hancı kırda yatıyormuş, üstlerine gidememiş. Karıyı gözünün önünde kesmişler de üstüne gidememiş.

2. üstüne doğru gitmek

3. bir şeyi ısrarlı bir biçimde yapmak

4. bir işi yapmak için kişiyi zorlamak


üstüne gül koklamamak
Anlamı:

1. sevdiği birinden başkasını sevmemek