92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üslubu olmayan
1. Arpa ambarlarını andıran üslupsuz kiliseler, başları düşük zayıf semerli beygirler.
1. Arpa ambarlarını andıran üslupsuz kiliseler, başları düşük zayıf semerli beygirler.
1. -e , -e , halk ağzında , halk ağzında , -e , -e , halk ağzında , halk ağzında , Üşüşmek
1. Herkes başıma üştü. Ekmeğe karınca üştü.
1. Herkes başıma üştü. Ekmeğe karınca üştü.
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Türk müziğinde ana makamlardan biri
Lisan : Arapça ʿuşşāḳ
Telaffuz : uşşa:kı
1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir işi veya davranışı akla uygun kılma, rasyonalizasyon
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Akla dayalı olanın niteliği, rasyonalite
2. Bir amaca en etkin biçimde ulaştıracak araçları kullanmayı gerektiren tutum
üst alize, üst baş, üst bitken, üstçavuş, üst çene, üst deri, üst diş, üst dudak, üst geçiş, üst geçit, üst güverte, üst insan, üst kat, üst katman, üst kurul, üst küme, üst perdeden, üst sınıf, üstsubay, üst tabaka, üst tarafı, üst üste, üstyapı, üstü kapalı, altüst, akşamüstü, altı üstü, arkaüstü, ayaküstü, başüstü, bayramüstü, bireyüstü, böbrek üstü bezi, deneyüstü, dizüstü, diz üstü, doğaüstü, duyuüstü, gerçeküstü, ikindiüstü, insanüstü, kalburüstü, kıçüstü, köprü üstü, lisansüstü eğitim, masaüstü, normalüstü, olağanüstü, öğleüstü, partilerüstü, rüzgârüstü, set üstü ocak, sırtüstü, suçüstü, tabiatüstü, tepe üstü, tepeüstü, yaşamüstü, yer üstü, yolüstü, yüzüstü, dumanı üstünde, buğusu üstünde, başüstüne
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, üzeri, fevk, alt karşıtı
1. Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor.
1. Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor.
2. Bir şeyin görülen yanı, yüzü
1. Bu sefer taşın üstünden inip yere oturdu.
1. Bu sefer taşın üstünden inip yere oturdu.
3. Bir şeyin dış yüzü, yüzey
4. Giyecek, giysi
1. O günden sonra kapıya diktiği bir bekçiye iş çıkışları işçilerin üstlerini arattı.
1. O günden sonra kapıya diktiği bir bekçiye iş çıkışları işçilerin üstlerini arattı.
5. Birine göre yüksek aşamada olan kimse, mafevk
1. Sonunda, üstlerinin de onayıyla bir sınav yapmaya karar verdi.
1. Sonunda, üstlerinin de onayıyla bir sınav yapmaya karar verdi.
6. Vücut, beden
7. Artan, geriye kalan bölüm
1. Bir liranın üstü olarak uşağın getirdiği yetmiş beş kuruşu masanın üstünden kaldırmaz.
1. Bir liranın üstü olarak uşağın getirdiği yetmiş beş kuruşu masanın üstünden kaldırmaz.
8. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Birkaç şeyden birbirine göre yukarıda olan
1. Kadınların beni böyle göz hapsine almaları yüzünden üst düğmelerimi gevşetemiyordum.
1. Kadınların beni böyle göz hapsine almaları yüzünden üst düğmelerimi gevşetemiyordum.
9. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Öte, arka
1. Ben onu Şehzade Camisi'nin üst yanında, sokak içi, eski ahşap bir evde tanıdım.
1. Ben onu Şehzade Camisi'nin üst yanında, sokak içi, eski ahşap bir evde tanıdım.
10. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sınıflamalarda temel olarak alınan bir tipe göre ileri derecede olan
1. Üst makam. Üst rütbedekiler.
1. Üst makam. Üst rütbedekiler.
1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Alizelere karşıt olarak her iki yarı kürede Ekvator bölgelerinden kutuplara doğru 3-10 kilometre yükseklerde esen yel
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Giyecekler, giysiler, giyim kuşam, kılık
1. Üstleri başları tozdan, yüzleri güneş yanığının oluşturduğu derin çizgilerden oluşurdu.
1. Üstleri başları tozdan, yüzleri güneş yanığının oluşturduğu derin çizgilerden oluşurdu.
1. sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , Başka bir bitkinin üzerinde biten ancak asalak olmayan (bitki), epifit
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Çenenin üst bölümü, üst dudağın bulunduğu yöndeki çene
2. Mengenenin V biçimli, üzerinde yiv ve setler bulunan çenesi
üst deri altı
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Deriyi oluşturan iki tabakadan dışta olanı, epiderm
2. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Yüksek bitkilerde bütün bölümleri sararak onları dış etkilerden koruyan renksiz, saydam, bir hücreli tabaka, epiderm
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Üst derinin altında bulunan hücre katmanı
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Dudaklardan üstte bulunanı
2. hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Eklem bacaklı hayvanlarda ağız parçalarını örten bir uzantı, karından bacaklılarda ağız bölgesinin dış yanı
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Bir yıldızın ufuk üzerinde en yüksek noktadan geçiş durumu, yücelim
1. isim , isim , isim , isim , Trafik akışını kesmemek için bir yolun üstünden geçirilen köprü biçiminde üstü açık geçit
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Gemilerde güvertenin yüksekte kalan bölümü
1. isim , isim , isim , isim , Görüş, irade vb. nitelikleri yüksek, yetenek ve erdemleri herkesten üstün olan insan, dâhi
1. Atatürk bir üst insan örneğidir.
1. Atatürk bir üst insan örneğidir.
1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Toplumun bir bölümü tarafından ulaşılmaz olduğuna inanılan para, bilgi vb. şeylere sahip sınıf