92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Uğra serpmek
1. isim , isim , isim , isim , Uğramak işi
1. Paşa acele bir taarruzun başarısızlığa uğramasından çekinmektedir.
1. Paşa acele bir taarruzun başarısızlığa uğramasından çekinmektedir.
1. -e , -e , -e , -e , Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak
1. Karaya uğramak, her denizci gibi cinine gidiyordu.
1. Karaya uğramak, her denizci gibi cinine gidiyordu.
2. Bir yerin yanından, yakınından, içinden geçmek
1. Ona kapıdan şöyle bir uğramak isterdim.
1. Ona kapıdan şöyle bir uğramak isterdim.
3. Fırlayarak çıkmak, hızla çıkmak
1. Zelzele çığlığıyla beraber hepsi evden dışarı uğradılar.
1. Zelzele çığlığıyla beraber hepsi evden dışarı uğradılar.
4. Kötü duruma konu olmak
1. Öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye uğramadıkça harp bir cinayettir.
1. Öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye uğramadıkça harp bir cinayettir.
5. Yaklaşmak
1. Erkek misafir geldiği zaman Despina'dan başka kimse salona, kapının yanına uğramayacaktı.
1. Erkek misafir geldiği zaman Despina'dan başka kimse salona, kapının yanına uğramayacaktı.
6. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Cin, peri çarpmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Uğrama işi yapılmak
1. Yeni yetişen babayiğitler orasını er geç uğranılacak bir menzil sayarlardı.
1. Yeni yetişen babayiğitler orasını er geç uğranılacak bir menzil sayarlardı.
1. isim , isim , isim , isim , Bir insanın yaptığı iş veya meslek, iş güç, meşguliyet
1. Bu arada köy yaşamından çeşitli sahneleri, uğraşları canlandıran oyunlar vardır.
1. Bu arada köy yaşamından çeşitli sahneleri, uğraşları canlandıran oyunlar vardır.
2. Bir kimsenin kendi isteğiyle seçerek ve zevk alarak yaptığı iş, iş güç, meşguliyet
3. Bir güçlüğü yenmek için gösterilen sürekli çaba, mücadele
1. Onlara biraz gayretle anımsatılabilir bu gerçekler ama bu hem zahmetli, hem de süreç içinde kendimizi de onları da kırmayı göze alan bir uğraş gerektirir.
1. Onlara biraz gayretle anımsatılabilir bu gerçekler ama bu hem zahmetli, hem de süreç içinde kendimizi de onları da kırmayı göze alan bir uğraş gerektirir.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Uğraşma ihtimali veya imkânı bulunmak
yaşama uğraşısı
1. isim , isim , isim , isim , Uğraşılan şey, meşgale
2. Görev ve meslek dışında severek yapılan, dinlendirici, oyalayıcı uğraş, düşkü, hobi
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Uğraşılma ihtimali bulunmak
1. Fakat yine zannederim ki genç kız sırf bu sebepten, bu gururdan dolayı onu ötekilerden ayırmış ve ona uğraşılabilecek, sevilebilecek bir şahsiyet izafe etmişti.
1. Fakat yine zannederim ki genç kız sırf bu sebepten, bu gururdan dolayı onu ötekilerden ayırmış ve ona uğraşılabilecek, sevilebilecek bir şahsiyet izafe etmişti.
1. isim , isim , isim , isim , Uğraşmak işi
1. Çetin bir uğraşma pahasına mesleğimde muvaffak oluyorum.
1. Çetin bir uğraşma pahasına mesleğimde muvaffak oluyorum.
1. -le , -le , -le , -le , Bir iş üzerinde sürekli çalışmak
1. Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi.
1. Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi.
2. -e , -e , -e , -e , Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek
1. İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye uğraşıyordu.
1. İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye uğraşıyordu.
3. Zamanını bir işe verme durumunda kalmak
4. Savaşmak
1. Düşmanlarla uğraşmak için sonuna kadar çalışmaya azmettik.
1. Düşmanlarla uğraşmak için sonuna kadar çalışmaya azmettik.
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birine kötü davranmak
1. Aman, siz de hep beybabamla uğraşırsınız!
1. Aman, siz de hep beybabamla uğraşırsınız!
1. -i , -i , -i , -i , Uğraşmasına yol açmak
1. Bu iş beni çok uğraştırdı.
1. Bu iş beni çok uğraştırdı.
1. -e , -e , -e , -e , Uğratma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Aksine hapse girecek olursan mecmuayı sekteye uğratabilir.
1. Aksine hapse girecek olursan mecmuayı sekteye uğratabilir.