Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tıkımlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Eline geçeni çok çabuka yemek


tıkınış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıkınma işi


tıkınma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıkınmak işi


tıkınmak fiil

İlgili Kelimeler:

ıkına tıkına

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , nesnesiz , nesnesiz , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Eline geçen yiyeceği oburca yemek

Örnek:

1. Vebali boynuna, bunların karınlarına sığdırdıklarını bir insan tıkınamaz.

1. Vebali boynuna, bunların karınlarına sığdırdıklarını bir insan tıkınamaz.

2. Yemek yemek


tıkır

İlgili Kelimeler:

tıkır tıkır, keyfi tıkırında

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıkırdayan, birbirine vuran, çarpan şeylerin çıkardığı ses

2. argo , argo , argo , argo , Para


tıkır tıkır
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Düzenli bir biçimde, ara vermeden, aksamadan

Örnek:

1. Bu ideal kocalar, eşref saatleri tıkır tıkır işletmesini bilen kadınların kocalarıdır.

1. Bu ideal kocalar, eşref saatleri tıkır tıkır işletmesini bilen kadınların kocalarıdır.


tıkırdama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıkırdamak işi


tıkırdamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , `Tıkır tıkır` ses çıkarmak, tıkırtı yapmak

Örnek:

1. Kapının yavaşça tıkırdadığını işitiyorlar.

1. Kapının yavaşça tıkırdadığını işitiyorlar.


tıkırdatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıkırdatmak işi


tıkırdatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Tıkırdamasını sağlamak, tıkırdamasına sebep olmak

Örnek:

1. Birkaç adım daha atsa Nuriye'nin kapısını bulacak, tıkırdatıp içeriye girecekti.

1. Birkaç adım daha atsa Nuriye'nin kapısını bulacak, tıkırdatıp içeriye girecekti.

2. Yemeği bir taşım kaynatmak


tıkırı yolunda olmak (veya gitmek)
Anlamı:

1. varlıklı olmak, parasal yönden sıkıntısı olmamak


tıkırında

İlgili Kelimeler:

işi tıkırında

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yolunda, düzen içinde


tıkırında gitmek (veya olmak veya yürümek)
Anlamı:

1. işler yolunda ve düzenli gitmek

Örnek:

1. Kimi zaman da her şeyin tıkırında gittiğini düşünüp haydi bir gece daha yaşasınlar, diyorum.

1. Kimi zaman da her şeyin tıkırında gittiğini düşünüp haydi bir gece daha yaşasınlar, diyorum.


tıkırını yoluna koymak
Anlamı:

1. geçim düzenini iyi olarak sağlamak


tıkırtı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıkırdayan bir şeyin çıkardığı sesin adı

Örnek:

1. Ansızın arkasında bir tıkırtı duydu.

1. Ansızın arkasında bir tıkırtı duydu.


tıkış tıkış
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sıkışık bir durumda

Örnek:

1. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte mahalle halkını kamyonlara tıkış tıkış doldurup götürdüler.

1. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte mahalle halkını kamyonlara tıkış tıkış doldurup götürdüler.


tıkışık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tıkışmış olan


tıkışıklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıkışık olma durumu

Örnek:

1. Sınırsız bir kazanç hırsının beton tıkışıklığı ile rezil ettiği Anadolu sahilinin böyle bir kurtarıcıya ihtiyacı vardı.

1. Sınırsız bir kazanç hırsının beton tıkışıklığı ile rezil ettiği Anadolu sahilinin böyle bir kurtarıcıya ihtiyacı vardı.

2. Bir yerde aşırı kalabalık olma durumu, izdiham

Örnek:

1. Tombul sevgilim hep gülümsüyor. Belki bu kadar tıkışıklık olmasa kalkıp yanıma da gelecek.

1. Tombul sevgilim hep gülümsüyor. Belki bu kadar tıkışıklık olmasa kalkıp yanıma da gelecek.


tıkışma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıkışmak işi


tıkışmak fiil

İlgili Kelimeler:

sıkış tıkış

Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Birlikte bir yere tıkılmak

Örnek:

1. Altı kişi bir arabaya tıkıştılar.

1. Altı kişi bir arabaya tıkıştılar.


tıkıştırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıkıştırabilmek işi


tıkıştırabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Tıkıştırma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Tıkıştırma becerisi bulunmak


tıkıştırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıkıştırılmak işi


tıkıştırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Üst üste serilmek

Örnek:

1. Bizim için kara kumaş pahalıya geliyor olacak, ortaya daha çok ot sap tıkıştırılıyor.

1. Bizim için kara kumaş pahalıya geliyor olacak, ortaya daha çok ot sap tıkıştırılıyor.


tıkıştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıkıştırmak işi