Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tıknaz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şişmanca, toplu, kısa ve kalın yapılı, tıkız

Örnek:

1. O yuvarlak ve dazlak kafalı, top sakallı, tıknaz bir adamdı.

1. O yuvarlak ve dazlak kafalı, top sakallı, tıknaz bir adamdı.


tıknazlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıknaz olma durumu


tıknefes
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir sebeple solunum sıkıntısı olan, güçlükle, kesik kesik nefes alan

Örnek:

1. Yoksa bu tozu dumana katarak yaralı yaban domuzu gibi kaçan canavara yetişmek tıknefes lalanın kârı değildi.

1. Yoksa bu tozu dumana katarak yaralı yaban domuzu gibi kaçan canavara yetişmek tıknefes lalanın kârı değildi.


Lisan : Arapça īḳ + nefes

Telaffuz : tı'knefes

tıknefes olmak
Anlamı:

1. nefesi tıkanmak, nefes darlığı olmak


tıknefeslik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıknefes olma durumu


tiksinç
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tiksindirici

Örnek:

1. Bu ev niçin ona, tiksinç kuytularda düzensiz solumalar çağrıştırır?

1. Bu ev niçin ona, tiksinç kuytularda düzensiz solumalar çağrıştırır?


tiksindirici
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tiksinilecek durumda olan, menfur

Örnek:

1. Sofrada tiksindirici her hareketten kaçınılır.

1. Sofrada tiksindirici her hareketten kaçınılır.


tiksindiricilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tiksindirici olma durumu


tiksindirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tiksindirmek işi

Örnek:

1. Hiçbir sövme, kötü yerme, kalp kırma, küçümseme, kabalaştırma, çirkinleştirme, soğutma, tiksindirme edası edep ölçülerine uymaz.

1. Hiçbir sövme, kötü yerme, kalp kırma, küçümseme, kabalaştırma, çirkinleştirme, soğutma, tiksindirme edası edep ölçülerine uymaz.


tiksindirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Tiksinmesine yol açmak


tiksinilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tiksinilmek işi


tiksinilmek fiil
Anlamı:

1. -den , -den , -den , -den , Tiksinme işine konu olmak


tiksiniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tiksinme işi


tiksinme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tiksinmek işi, ikrah, istikrah, nefret

Örnek:

1. İçinde bu adama karşı garip bir tiksinme, çekinme vardı.

1. İçinde bu adama karşı garip bir tiksinme, çekinme vardı.


tiksinmek fiil
Anlamı:

1. -den , -den , -den , -den , Bir şey, bir kimse, bir düşünce, bir durum vb.ni kötü, iğrenç veya aşağılık bularak ondan uzak durma duygusuna kapılmak, ikrah etmek, istikrah etmek

Örnek:

1. Herkes, körü körüne emrine girdiği bu adama tiksinerek bakıyor.

1. Herkes, körü körüne emrine girdiği bu adama tiksinerek bakıyor.


tiksinti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tiksinme işi, tiksinme, nefret

Örnek:

1. Halktan insanlara duyduğu tiksintiyi bu hastalığına bağlamak gerekir.

1. Halktan insanlara duyduğu tiksintiyi bu hastalığına bağlamak gerekir.


tıksırık

İlgili Kelimeler:

öksürük tıksırık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıksırırken çıkan ses


tıksırıklı

İlgili Kelimeler:

aksırıklı tıksırıklı, öksürüklü tıksırıklı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tıksırığı olan

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Rahatsız


tıksırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıksırmak işi


tıksırmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ağız kapalıyken hafifçe aksırmak


tilavet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kur'an'ı güzel ve yüksek sesle, usulünce okuma

Örnek:

1. Hafız Hanım'ın Kur'an tilaveti de tövbe tövbe ya Rabbi, dikkatimi dağıtmıyor değil ha!

1. Hafız Hanım'ın Kur'an tilaveti de tövbe tövbe ya Rabbi, dikkatimi dağıtmıyor değil ha!


Lisan : Arapça tilāvet

Telaffuz : tila:vet, l ince okunur

tilki

İlgili Kelimeler:

tilkikuyruğu, tilki uykusu, tilki üzümü, beyaztilki, deniztilkisi

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Köpekgillerden, uzunluğu 90, kuyruğu 30 santimetre kadar, ırklarına göre çeşitli renklerde olan, ağız ve burnu uzun ve sivri, kümes hayvanlarına zarar veren, kürkü beğenilen bir tür memeli (Vulpes)

2. Bu hayvanın postundan yapılan manto vb

Örnek:

1. İki hanım yaşları geçkince olmasına bakmayarak sürmüşler, boyanmışlar, omuzlarına tilkilerini almış, kurulmuşlar.

1. İki hanım yaşları geçkince olmasına bakmayarak sürmüşler, boyanmışlar, omuzlarına tilkilerini almış, kurulmuşlar.

3. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Çok kurnaz

Örnek:

1. Ne tilkidir o, bilmezsiniz.

1. Ne tilkidir o, bilmezsiniz.


tilki gibi
Anlamı:

1. kurnaz (kimse)


tilki tilkiliğini anlatıncaya kadar post elden gider
Anlamı:

1. `bir gerçeği anlatıncaya kadar çoğu kez başa gelmedik şey kalmaz` anlamında kullanılan bir söz


tilki uykusu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yarı uyanık biçimdeki uyku, hemen uyanılabilen uyku