92406 kayıt bulundu.
tatbik imzası, tatbik mührü
1. isim , isim , isim , isim , Uygulama
Lisan : Arapça taṭbīḳ
Telaffuz : tatbi:ki
1. uygulamak
1. Yeni yazıyı tatbik etmek için ne düşündünüz?
1. Yeni yazıyı tatbik etmek için ne düşündünüz?
1. isim , isim , isim , isim , Bir kimsenin, resmî makamlara sunulan ve onlar tarafından tanınan imzası
1. isim , isim , isim , isim , Bir kimsenin, resmî makamlarca tanınmış olan mührü
1. isim , isim , isim , isim , Uygulama
1. Yanlış tatbikat niçin seni bu türlü düşündürüyor?
1. Yanlış tatbikat niçin seni bu türlü düşündürüyor?
2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Asker birliklerini savaşa hazırlamak amacıyla, arazi üzerinde yapılan geniş ölçüde savaş denemesi, manevra
Lisan : Arapça taṭbīḳāt
Telaffuz : tatbi:ka:t
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uygulamalı
Lisan : Arapça taṭbīḳī
Telaffuz : tatbi:ki:
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yiyecek ve içecek konusunda uzmanlık ölçüsünde bilgisi bulunan, tadına bakan ve lezzetini değerlendiren (kimse), gurme
2. Malzemesinden pişiriliş veya yapılış yöntemine kadar özenle hazırlanmış yiyecek veya içecekten anlayan (kimse), gurme
Telaffuz : ta'tbilir
tatil köyü, adli tatil, hafta tatili, öğle tatili
1. isim , isim , isim , isim , Kanun gereğince çalışmaya ara verileceği belirtilen süre, dinlenme
1. Gel gelelim berberlere karşı haksızlığımız şu hafta tatili işinde bile kendini gösteriyor.
1. Gel gelelim berberlere karşı haksızlığımız şu hafta tatili işinde bile kendini gösteriyor.
2. Okul, meclis, adliye vb. kuruluşların çalışmasını durdurduğu veya kapalı bulunduğu dönem
1. Yakında dönmesi lazım. Sömestir tatili sona eriyor.
1. Yakında dönmesi lazım. Sömestir tatili sona eriyor.
3. Eğlenmek, dinlenmek amacıyla çalışmadan geçirilen süre
1. Beni tatili geçirmek üzere evlerine davet ettiler.
1. Beni tatili geçirmek üzere evlerine davet ettiler.
Lisan : Arapça taʿṭīl
Telaffuz : ta:til
1. okul, iş yeri vb.ni kapatmak, çalışmasına ara vermek
1. O zamana kadar inşaatı tatil edeceksiniz, dediler.
1. O zamana kadar inşaatı tatil edeceksiniz, dediler.
2. başka bir güne, zamana erteleyerek çalışmaya ara vermek
1. isim , isim , isim , isim , Turistlerin veya ülke insanlarının dinlenmesine uygun bir yerde kurulmuş olan ve evleri gerektiğinde belirli bir süre dinlenmek isteyenlere kiralanan yerleşim yeri
1. Hiçbir yerde, aradığım huzurlu tatil köyünü bulamayacağım.
1. Hiçbir yerde, aradığım huzurlu tatil köyünü bulamayacağım.
1. belirli bir süre için çalışmalara ara vermek
1. Üniversite haziranda tatile girecek.
1. Üniversite haziranda tatile girecek.
1. -i , -i , -i , -i , Tatlandırma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Tatlandırma gücü bulunmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yiyecek ve içeceklere tat vermek için kullanılan (madde)
1. Tatlandırıcı toz.
1. Tatlandırıcı toz.
2. isim , isim , isim , isim , Çay, yiyecek vb.ne tat vermesi için kullanılan madde
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde tatlandırıcı bulunan
1. Tatlandırıcılı sakız.
1. Tatlandırıcılı sakız.