Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
taranabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taranabilmek işi


taranabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Taranma ihtimali veya imkânı bulunmak


taranga
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Bir tür tatlı su balığı


Telaffuz : tara'nga

taranış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taranma işi


taranma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taranmak işi


taranmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tarama işi yapılmak

Örnek:

1. Saçlar, sımsıkı taranmış, fırçalanmış, ensesinde bir topuz yapılmıştı.

1. Saçlar, sımsıkı taranmış, fırçalanmış, ensesinde bir topuz yapılmıştı.

2. Kendi başını taramak

Örnek:

1. Bugün bu tarağımla taranmıştım.

1. Bugün bu tarağımla taranmıştım.

3. Dikkatlice bir şey aramak


tarantı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taramak sonunda çıkan gereksiz şeyler


tarantula
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Eklem bacaklıların, örümceğimsiler sınıfından, daha çok Güney Avrupa'da yaşayan, kıllarla kaplı, yaklaşık 2,5 santimetre uzunluğunda, sekiz bacaklı, iki kollu, etçil bir tür örümcek (Lycosidae tarantula)


taraş
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Tarla, bağ, bahçe vb. yerlerden toplanan üründen artakalanlar


taraşlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taraşlamak işi


taraşlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Tarla, bağ, bahçe vb. yerlerden kaldırılan üründen artakalanları toplamak


tarassut
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Gözleme, gözetleme, dikkatle bakma

Örnek:

1. Tarassut mevkisinde sıramızı bekleyerek düşman siperlerini tetkik etmeye başladık.

1. Tarassut mevkisinde sıramızı bekleyerek düşman siperlerini tetkik etmeye başladık.


Lisan : Arapça taraṣṣud

tarassut etmek
Anlamı:

1. gözlemek, gözetlemek

Örnek:

1. Kıpırdamadan, nefes almadan apartmanı tarassut ediyordu.

1. Kıpırdamadan, nefes almadan apartmanı tarassut ediyordu.


taratabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taratabilmek işi


taratabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Taratma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Taratma becerisi bulunmak


taratış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taratma işi


taratma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taratmak işi


taratmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Tarama işini yaptırmak


tarator
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ceviz içi, sarımsak, tuz, ekmek içi, sirke ve tahinin limon suyu ile çırpılmasından sonra kıyılmış maydanozla hazırlanan salça veya sos

Örnek:

1. Havyar salatasından içi ançüez dolu zeytine, tarator ve cacığa kadar neler hem de nelerin âlâsı bulunmazdı?

1. Havyar salatasından içi ançüez dolu zeytine, tarator ve cacığa kadar neler hem de nelerin âlâsı bulunmazdı?


Lisan : Rumca

tarattırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tarattırmak işi


tarattırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Taratma işini yaptırmak


taravet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tazelik

Örnek:

1. Daima yüzünüzün taravetiyle beraber gönlünüzün tazeliğini de kaybetmeye başlayacaksınız.

1. Daima yüzünüzün taravetiyle beraber gönlünüzün tazeliğini de kaybetmeye başlayacaksınız.


Lisan : Arapça ṭarāvet

Telaffuz : tara:vet

taravetli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Körpe, taze


tarayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tarayabilmek işi


tarayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Tarama ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Tarama becerisi bulunmak