Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tarayıcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kâğıt üzerindeki resim, yazı vb. simgeleri tanıyıp bilgisayar ortamına aktaran araç

2. Derleme ve araştırma yapmak için bir yayını dikkatle gözden geçiren veya gerekli kelime, cümle ve yazıları tespit eden kimse


tarayıcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tarayıcının yaptığı iş


tarayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tarama işi


taraz
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İpek gibi düz ve parlak bir kumaşın üzerinde bulunan tel tel iplik


tarazlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tarazlamak işi


tarazlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Tezgâhtan çıkan kumaşın tarazlarını ayıklamak


tarazlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tarazlanmak işi


tarazlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kumaşın üzeri tel tel ipliklerle kaplanmak, iplikleri kabarmak

2. Saç dağınık, karışık olmak, tel tel kabarmak

3. Deri pütür pütür olmak

4. Çatallaşmak

Örnek:

1. Oğlan oradaysa sesim titrer, tarazlanır, bir garip çıkardı.

1. Oğlan oradaysa sesim titrer, tarazlanır, bir garip çıkardı.


tarazlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tarazı olan


tarazsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tarazı olmayan


tarçın

İlgili Kelimeler:

tarçın rengi

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Defnegillerden, genellikle Asya'nın güneyinde yetişen ve değişik türleri bulunan bir ağaç (Cinnamomum)

2. Bu ağacın, içinde kokulu bir yağ bulunması dolayısıyla baharat gibi kullanılan kabuğu

Örnek:

1. Sakalının rengi kınaya, kokusu sirkelenmiş tarçına benzer.

1. Sakalının rengi kınaya, kokusu sirkelenmiş tarçına benzer.


Lisan : Farsça dārçīn

tarçın rengi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sarı ile kahverengi arası bir renk, tarçıni

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


tarçıni
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tarçın rengi

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


Lisan : Farsça dārçīn + Arapça -ī

Telaffuz : tarçı:ni:

tarçınlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde tarçın bulunan


tarçınsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde tarçın bulunmayan


tardedilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tardedilmek işi


tardedilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , eskimiş , eskimiş , nesnesiz , nesnesiz , eskimiş , eskimiş , Uzaklaştırılmak, savılmak

Örnek:

1. Askerde, vüzera, rical dairelerinde 'keçe külah olmak' kıyafeti soyulup tardedilmek demek idi.

1. Askerde, vüzera, rical dairelerinde 'keçe külah olmak' kıyafeti soyulup tardedilmek demek idi.


Telaffuz : ta'rdedilmek

tardetme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tardetmek işi


tardetmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , eskimiş , eskimiş , -i , -i , eskimiş , eskimiş , Uzaklaştırmak, savmak


Lisan : Arapça ṭard + Türkçe etmek

Telaffuz : ta'rdetmek

tardiye
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , edebiyat , edebiyat , isim , isim , eskimiş , eskimiş , edebiyat , edebiyat , Beş dizelik bentlerden oluşan nazım parçası


Lisan : Arapça ṭardiyye

taret
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Gemilerde veya kalelerde, topçu mevzilerinde topun makine bölümünü ve topçuları koruyacak biçimde yapılmış zırhlı kule

Örnek:

1. Payitahtın göbeğinde demirletip taretlerini saraylara çevirmiş olduklarını görünce cinleri tepesinde toplanıyordu.

1. Payitahtın göbeğinde demirletip taretlerini saraylara çevirmiş olduklarını görünce cinleri tepesinde toplanıyordu.


Lisan : İngilizce turret

tarh
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bahçelerde çiçek dikmeye ayrılmış yer

Örnek:

1. Çiçek tarhları üzerinde küçük sinek kümeleri görünüyor, birden kayboluyorlardı.

1. Çiçek tarhları üzerinde küçük sinek kümeleri görünüyor, birden kayboluyorlardı.

2. Vergi koyma

3. matematik , matematik , matematik , matematik , Çıkarma


Lisan : Arapça ṭarḥ

tarh etmek
Anlamı:

1. matematik , matematik , matematik , matematik , bir sayıyı bir sayıdan çıkarmak

2. vergilendirmek, vergi koymak


tarhana

İlgili Kelimeler:

tarhana çorbası, kızılcık tarhanası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçine domates, biber, soğan, kokulu otlar, süt veya yoğurt katılan, bulgur, mayalanmış ve kurutularak ufalanmış hamur vb.nden yapılan çorba malzemesi

2. Tarhana çorbası


Lisan : Farsça terḫāne

tarhana çorbası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçine tarhana katılarak hazırlanan çorba, tarhana

Örnek:

1. Sofranın üstünde, ortada, büyük bir bakır sahan içinde, tarhana çorbası vardır.

1. Sofranın üstünde, ortada, büyük bir bakır sahan içinde, tarhana çorbası vardır.