Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tarhanalık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tarhana yapmaya ayrılmış

Örnek:

1. Tarhanalık hamur.

1. Tarhanalık hamur.


tarhun
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Birleşikgillerden, hekimlikte kullanılan, güzel kokulu bir bitki (Artemisia dracunculus)


Lisan : Arapça ṭarḫūn

tarif

İlgili Kelimeler:

tarifname, harfitarif

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tanım

Örnek:

1. Tarife kalkma bizi / Ne şuyuz ne de buyuz / Adem denen denizi / Arayan birer suyuz

1. Tarife kalkma bizi / Ne şuyuz ne de buyuz / Adem denen denizi / Arayan birer suyuz

2. Bir işin yapılış yöntemini açıklama ve belirtme

3. Bir şeyin bulunduğu yeri, çevre ile ilgisini belirterek açıklama


Lisan : Arapça taʿrīf

Telaffuz : ta:rif

tarif etmek
Anlamı:

1. tanımlamak

Örnek:

1. Önce hep birlikte basın suçunu tarif edelim.

1. Önce hep birlikte basın suçunu tarif edelim.

2. bir işin yapılış yöntemini açıklama ve belirtmek

3. bir şeyin bulunduğu yeri, çevre ile ilgisini belirterek açıklamak


tarife

İlgili Kelimeler:

lüks tarife, tam tarife, gümrük tarifesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fiyat gösteren çizelge

Örnek:

1. Pazar ruhsatları tarifesi hakikaten ağırdır.

1. Pazar ruhsatları tarifesi hakikaten ağırdır.

2. Taşıtların gidiş geliş zamanlarını gösteren çizelge

Örnek:

1. Yıpranır ceplerinde tren tarifeleri.

1. Yıpranır ceplerinde tren tarifeleri.

3. Tanıtmalık

Örnek:

1. Bir ilacın tarifesi.

1. Bir ilacın tarifesi.


Lisan : Arapça taʿrife

Telaffuz : ta:rife

tarife gelmemek
Anlamı:

1. açıklanması güç olmak

Örnek:

1. Oysa gece boyunca daracık bir döşekte gözünü kırpmadan uzanmak tarife gelmeyecek kadar sıkıcıydı.

1. Oysa gece boyunca daracık bir döşekte gözünü kırpmadan uzanmak tarife gelmeyecek kadar sıkıcıydı.


tarifeli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belli bir tarifeye göre olan


tarifesiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tarifesi olmayan


tariflendirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tariflendirmek işi


tariflendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Tarifini yapmak


tarifli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tarifi olan


tarifname
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir işin yapılışını, bir aletin çalışmasını açıklayan yazı veya broşür


Lisan : Arapça taʿrīf + Farsça nāme

Telaffuz : ta:rifna:me

tarifsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tarifi olmayan

2. Tarif edilemeyen, tarif edilemez

Örnek:

1. İstanbul'da Boğaziçi'nde / Bir fakir Orhan Veli'yim / Veli'nin oğluyum / Tarifsiz kederler içinde

1. İstanbul'da Boğaziçi'nde / Bir fakir Orhan Veli'yim / Veli'nin oğluyum / Tarifsiz kederler içinde


tarifsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tarifsiz olma durumu


tarih

İlgili Kelimeler:

tarih öncesi, tarih yanılgısı, hicri tarih, miladi tarih, mücevher tarih, sözlü tarih, doğum tarihi, edebiyat tarihi, son kullanma tarihi, yazın tarihi, fi tarihinde

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir olayın gününü, ayını ve yılını bildiren söz

2. Toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her milletin kurduğu medeniyeti inceleyen bilim

3. Bir konuyu geçmişi ve gelişimi içinde inceleyen anlatı

Örnek:

1. Sen bana bir ata yadigârısın, geçmişin tarihini saklayan kutsal bir tomarsın!

1. Sen bana bir ata yadigârısın, geçmişin tarihini saklayan kutsal bir tomarsın!

4. Tarih kitabı

Örnek:

1. Cevdet Paşa'nın Osmanlı Tarihi.

1. Cevdet Paşa'nın Osmanlı Tarihi.

5. Tarih dersi

Örnek:

1. Ertesi gün tarih imtihanı vardı.

1. Ertesi gün tarih imtihanı vardı.


Lisan : Arapça tārīḫ

Telaffuz : ta:rih

tarih atmak (veya koymak)
Anlamı:

1. bir şeyin üzerine tarih yazmak


tarih düşürmek
Anlamı:

1. önemli sayılan bir olayın, çoğunlukla nazım biçiminde söylenen sözlerle, ebcet hesabına göre tarihini belirtmek


tarih öncesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazının bulunmasından önceki çağlar

2. Yazının bulunmasından önceki insan topluluklarının evrimini inceleyen bilim, prehistorya


tarih yanılgısı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tarihlendirmede yanılgı içinde bulunma, anakronizm


tarihçe
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir olay veya nesnenin özet olarak yazılmış tarihi


Lisan : Arapça tārīḫ + Farsça -çe

Telaffuz : ta:rihçe

tarihçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tarihsel konular üzerinde araştırmalar yapan, tarih kitapları yazan kimse, müverrih

2. Tarih öğretmeni


tarihçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tarihçinin işi


tarihe geçmek
Anlamı:

1. önemi bakımından unutulmayacak bir durum kazanmak

Örnek:

1. Bütün ömründe tek bir kitap yazmış ve sadece bu kitabıyla tarihe geçmiştir.

1. Bütün ömründe tek bir kitap yazmış ve sadece bu kitabıyla tarihe geçmiştir.


tarihe karışmak
Anlamı:

1. unutulmak, yalnız adı kalmak

Örnek:

1. Bir yaş gelir ki ondan sonra ehemmiyet verdiğiniz şeyler tarihe karışmış yani hayattan çıkmıştır.

1. Bir yaş gelir ki ondan sonra ehemmiyet verdiğiniz şeyler tarihe karışmış yani hayattan çıkmıştır.


tarihen
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Tarih bakımından, tarihe göre


Lisan : Arapça tārīḫen

Telaffuz : ta:ri'hen