taranmak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tarama işi yapılmak

Örnek:

1. Saçlar, sımsıkı taranmış, fırçalanmış, ensesinde bir topuz yapılmıştı.

1. Saçlar, sımsıkı taranmış, fırçalanmış, ensesinde bir topuz yapılmıştı.

2. Kendi başını taramak

Örnek:

1. Bugün bu tarağımla taranmıştım.

1. Bugün bu tarağımla taranmıştım.

3. Dikkatlice bir şey aramak