92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Sürre alayını gideceği yere ulaştırmakla görevlendirilen kişi
1. isim , isim , isim , isim , Bir sayının, kelimenin yerine geçmek için üzerine başka bir sayı veya kelime basma işi
1. Çoğu kez pullara sürşarj yapılır.
1. Çoğu kez pullara sürşarj yapılır.
Lisan : Fransızca surcharge
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Savaşa giden ordunun geçeceği yollar çevresindeki köylülerden savaş araç ve gereçlerini temin etmesi ve rayiç değeri üzerinden yiyecek satın alması
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Açık denizlerde iki gemiyle sürüklenerek kullanılan, iki kollu ve geniş torbalı balık ağı
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir şeyi bastırarak diğer bir şeyin üzerinden geçirmek
1. Cemal ellerini hızlı hızlı birbirine sürttü.
1. Cemal ellerini hızlı hızlı birbirine sürttü.
2. Dokundurmak
3. nesnesiz , nesnesiz , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , nesnesiz , nesnesiz , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Başıboş dolaşmak, yararsız dolaşmak
1. Çocukcağız birkaç gün sokaklarda sürtmüş.
1. Çocukcağız birkaç gün sokaklarda sürtmüş.
1. isim , isim , isim , isim , Vaktini çok gezerek geçiren, evinde oturmayan kadın
1. Bu sürtüğü oğluma almak da sonunda çıkacağı belli olmayan bir felakettir.
1. Bu sürtüğü oğluma almak da sonunda çıkacağı belli olmayan bir felakettir.
2. Aynı anda birden fazla kişiyle gönül eğlendiren kadın
3. kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , Hayat kadını
sürtünme bilimi
1. isim , isim , isim , isim , Sürtünmek işi
1. Bir ayağın yerlere sürtünmesinden çıkan, silik ve belirsiz sesi işitti.
1. Bir ayağın yerlere sürtünmesinden çıkan, silik ve belirsiz sesi işitti.
2. fizik , fizik , fizik , fizik , Yüzeyleri birbirinin üstüne gelerek biri veya her ikisi ötekine göre ters doğrultuda kayan iki cismin durumu, delk
1. Sürtünme, kinetik enerjinin bir bölümünü ısıl enerjiye çevirdiğinden motorun verimini azaltır.
1. Sürtünme, kinetik enerjinin bir bölümünü ısıl enerjiye çevirdiğinden motorun verimini azaltır.
1. isim , isim , isim , isim , Sürtünme olaylarını inceleyen bilim dalı, triboloji
1. -e , -e , -e , -e , Geçerken değmek, sürünmek
1. Hasta gene duvarlara sürtünerek kendini alt katın merdivenlerine attı.
1. Hasta gene duvarlara sürtünerek kendini alt katın merdivenlerine attı.
2. nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , Başıboş, amaçsız dolaşmak
3. nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , Kavga etmek için sebep aramak
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sürtünme olmadan
1. Nesnelerin böylesi bir hızla, sürtünmesiz kayıp gideceklerini getirmezdim usuma hiç.
1. Nesnelerin böylesi bir hızla, sürtünmesiz kayıp gideceklerini getirmezdim usuma hiç.
1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , yersiz, sebepsiz olarak durmadan dolaşmak
1. Galiba bu tarihî günün yüzü suyu hürmetine Beyoğlu'nda sürtüp durdukları yanlarına kâr kaldı idi.
1. Galiba bu tarihî günün yüzü suyu hürmetine Beyoğlu'nda sürtüp durdukları yanlarına kâr kaldı idi.