92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Ülker
Özel: Evet
Lisan : Arapça s̱ureyyā
Telaffuz : süreyya:
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kurtçuk
Lisan : Arapça surfe
sürfile makası, sürfile makinesi
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Seyrek ve çapraz (dikiş)
Lisan : Fransızca surfilé
1. isim , isim , isim , isim , Kumaş kenarlarını zikzaklı bir biçimde kesen ve sürfile yapılmasını gerektirmeyen bir makas türü
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bitkilerde kök ve sapların gelişebilecek durumda olan uç bölümlerindeki, çok yüzlü, kolay üreyebilir hücrelerden oluşan bir doku türü, meristem
sürgü kolu
1. isim , isim , isim , isim , Kapının kapanması için arkasına yatay olarak yerleştirilen demir veya ağaç kol, tırkaz, sürme
1. Ne var ki banyo kapısının sürgüsü tutuk, kilidi de kırık olduğundan, kolu indirerek dışarı çıkmayı başarmıştı her seferinde.
1. Ne var ki banyo kapısının sürgüsü tutuk, kilidi de kırık olduğundan, kolu indirerek dışarı çıkmayı başarmıştı her seferinde.
2. Sürülmüş tarlayı bastırmak ve düzeltmek için kullanılan, taştan veya ağaç kütüğünden tarım aracı, tapan
3. Sıvayı bastırıp düzeltmek için kullanılan büyük mala
4. Hastanın büyük ve küçük abdestini yapabilmesi için altına sürülen kap
5. Çoğu kez bölümlere ayrılmış bir çubuk üzerinde veya bir cetvelin, bir kumpasın ortasına açılmış bir oluk içinde kayabilen sivri uç veya küçük lama
1. isim , isim , isim , isim , Tüfeklerde fişek sürüp kovan boşaltan sürgünün elle tutulan kolu
1. -i , -i , -i , -i , Sürgü sürerek kapamak
2. Sürgü ile bastırarak düzeltmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sürgü kolu olan
1. Sürgülü kapı. Sürgülü pencere.
1. Sürgülü kapı. Sürgülü pencere.
2. Sürgüsü itilmiş, sürgülenmiş olan
sürgün avı
1. isim , isim , isim , isim , Ceza olarak belli bir yerin dışında veya belli bir yerde oturtulan kimse
1. Sürgünü yalnız memleket hasreti yıkmaz, yıkması için bu hasrete utandırıcı bir gönül yarası karışmalıdır.
1. Sürgünü yalnız memleket hasreti yıkmaz, yıkması için bu hasrete utandırıcı bir gönül yarası karışmalıdır.
2. Sürülme işi, nefiy
1. Sürgün benim için ölüm gibi bir şey olmuştu.
1. Sürgün benim için ölüm gibi bir şey olmuştu.
3. Bir kimsenin sürüldüğü yer
1. Sürgünlerde çile dolduruyordu en güzel yaşında.
1. Sürgünlerde çile dolduruyordu en güzel yaşında.
4. Filiz
5. İshal
1. sürgüne gönderilmek, sürgün cezasına uğramak
2. olağandan daha çok, daha sık ve sulu dışkı çıkarmak, ishal olmak
1. isim , isim , isim , isim , Sürgün olma durumu
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sürgün olan
1. isim , isim , isim , isim , Suriye halkından veya bu halkın soyundan olan kimse
Özel: Evet
1. isim , isim , isim , isim , Gazetelerin birinci sayfasındaki logonun üzerinde kullanılan başlık
Lisan : Fransızca sur manchette