sürgün avı
1. isim , isim , isim , isim , Ceza olarak belli bir yerin dışında veya belli bir yerde oturtulan kimse
1. Sürgünü yalnız memleket hasreti yıkmaz, yıkması için bu hasrete utandırıcı bir gönül yarası karışmalıdır.
1. Sürgünü yalnız memleket hasreti yıkmaz, yıkması için bu hasrete utandırıcı bir gönül yarası karışmalıdır.
2. Sürülme işi, nefiy
1. Sürgün benim için ölüm gibi bir şey olmuştu.
1. Sürgün benim için ölüm gibi bir şey olmuştu.
3. Bir kimsenin sürüldüğü yer
1. Sürgünlerde çile dolduruyordu en güzel yaşında.
1. Sürgünlerde çile dolduruyordu en güzel yaşında.
4. Filiz
5. İshal