Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ayrılanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrılanmak durumu


ayrılanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ayrı duruma gelmek


ayrılaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrılaşmak durumu, teferrüt


ayrılaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Benzerleri arasında ayrı bir yeri ve önemi olmak, teferrüt etmek


ayrılı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ayrılmış olan, ayrı duran, munfasıl


ayrılık

İlgili Kelimeler:

görüş ayrılığı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrı olma durumu

2. Birinden uzak düşme, firak, firkat

Örnek:

1. Sevgiyi tanımayanlar ayrılığın acısını da bilmezler, özlemezler ve gurbet hissi duymazlar.

1. Sevgiyi tanımayanlar ayrılığın acısını da bilmezler, özlemezler ve gurbet hissi duymazlar.

3. Düşünce, görüş veya duygu arasındaki uymazlık, mübayenet

Örnek:

1. Arapça konuşan milletler arasındaki ayrılıklar da onun dikkatini çekmemişti.

1. Arapça konuşan milletler arasındaki ayrılıklar da onun dikkatini çekmemişti.

4. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Evlilik birliğinin yargıç kararı ile geçici bir süre için kaldırılması


ayrılış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrılma işi

Örnek:

1. Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür / Mademki böyle duygularım kaldı çok şükür

1. Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür / Mademki böyle duygularım kaldı çok şükür


ayrılışma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrılışmak işi


ayrılışmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Birbirinden ayrılmak

Örnek:

1. Bunca zamanlar bilişip / Ahir dönüp ayrılışıp

1. Bunca zamanlar bilişip / Ahir dönüp ayrılışıp


ayrılıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrılıvermek işi


ayrılıvermek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , Çabucak ayrılmak

Örnek:

1. Sonunda zırhı öyle bir çekti ki, demir halkalar Bünyamin'in yüzünden et parçaları koparıp ayrılıverdi.

1. Sonunda zırhı öyle bir çekti ki, demir halkalar Bünyamin'in yüzünden et parçaları koparıp ayrılıverdi.


Telaffuz : ayrılı'vermek

ayrılma

İlgili Kelimeler:

ayrılma durumu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrılmak işi

2. fizik , fizik , fizik , fizik , Bir biçmeden geçen beyaz ışığın türlü renklerde görünmesi


ayrılma durumu
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Çıkma durumu


ayrılmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Ayırma işine konu olmak

Örnek:

1. Geçen hafta, Akşehir'de Nasrettin Hoca törenine ayrılmıştı.

1. Geçen hafta, Akşehir'de Nasrettin Hoca törenine ayrılmıştı.

2. -den , -den , -den , -den , Bir yerden, bir kimseden, bir şeyden uzaklaşmak

Örnek:

1. Arkadaşlarından ayrıldığını, tam ters yola düştüğünü sezinlemedi bile.

1. Arkadaşlarından ayrıldığını, tam ters yola düştüğünü sezinlemedi bile.

3. -den , -den , -den , -den , Boşanmak

Örnek:

1. Adamdan ayrılmak istediğini söyledi.

1. Adamdan ayrılmak istediğini söyledi.


ayrılmazlık
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Özelliklerin, kendilerini taşıyan nesnelerle, ilineklerin tözle bağlantısı, kalıcılık karşıtı


ayrım

İlgili Kelimeler:

ince ayrım, ırk ayrımı, sönüm ayrımı, yol ayrımı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayırma işi, tefrik

Örnek:

1. Kuvvetler ayrımı.

1. Kuvvetler ayrımı.

2. Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark

Örnek:

1. Bu arada silinen ayrımlar ve ayrımcıklar, bulanıklığı iyiden iyiye artırıyor.

1. Bu arada silinen ayrımlar ve ayrımcıklar, bulanıklığı iyiden iyiye artırıyor.

3. Alt bölüm

4. mantık , mantık , mantık , mantık , Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana karakter, fark

5. Ayrılma noktası

Örnek:

1. Yol ayrımı.

1. Yol ayrımı.

6. sinema , sinema , televizyon , televizyon , sinema , sinema , televizyon , televizyon , Bir veya daha çok sahne içinde geliştirilip olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü


ayrım yapmak
Anlamı:

1. eşit davranmamak, fark gözetmek


ayrımcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrım yapan kimse


ayrımcık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küçük ayrım

Örnek:

1. Bu arada silinen ayrımlar ve ayrımcıklar, bulanıklığı iyiden iyiye artırıyor.

1. Bu arada silinen ayrımlar ve ayrımcıklar, bulanıklığı iyiden iyiye artırıyor.


ayrımcılık

İlgili Kelimeler:

pozitif ayrımcılık, cinsiyet ayrımcılığı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrımcı olma durumu


ayrımında olmak
Anlamı:

1. farkında olmak

Örnek:

1. Bu kitaba kendileri ayrımında olmasalar da pek çok insan katkıda bulundu.

1. Bu kitaba kendileri ayrımında olmasalar da pek çok insan katkıda bulundu.


ayrımlama
Anlamı:

1. isim , isim , sinema , sinema , televizyon , televizyon , isim , isim , sinema , sinema , televizyon , televizyon , Senaryonun hazırlanmasında geliştirim ile çevrim senaryosu arasında yer alan, senaryonun sahne ve ayrımlarının belirlendiği, başlıca karakterlerin ayrıntılarıyla çizildiği, konuşmaların son biçimini aldığı aşama


ayrımlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ayrım yapmak


ayrımlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrımlaşmak işi, farklılaşma

2. biyoloji , biyoloji , biyoloji , biyoloji , Hücrelerin veya canlı organizmaların işlevlerine veya yaşayış türlerine ilişkin yapısal nitelik kazanması, farklılaşma

Örnek:

1. Oğulcuk yaşantısında organlar, ayrımlaşma yolu ile ortaya çıkar.

1. Oğulcuk yaşantısında organlar, ayrımlaşma yolu ile ortaya çıkar.

3. jeoloji , jeoloji , jeoloji , jeoloji , Bir iç kayanın katılaşması sürecinde yer ve zamana göre ayrımların ortaya çıkması, farklılaşma


ayrımlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ayrımlı duruma gelmek, farklılaşmak