Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ayrı taç yapraklılar
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Taç yaprakları birbirine bitişik olmayıp yan yana yer almış bulunan bitkiler


ayrı tutmak
Anlamı:

1. farklı davranmak


ayrıç
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Yol kavşağı, iki yolun ayrıldığı yer


ayrıca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ayrı olarak, başkaca, antrparantez

Örnek:

1. Adamın biri, el yüz yıkamak için odaya bir leğenle ibrik getirmiş, ayrıca bir tepsi de kahvaltılık yiyecek hazırlamıştı.

1. Adamın biri, el yüz yıkamak için odaya bir leğenle ibrik getirmiş, ayrıca bir tepsi de kahvaltılık yiyecek hazırlamıştı.

2. Ayrı bir önem verilerek

Örnek:

1. Bu bitki oralarda ayrıca yetiştirilir.

1. Bu bitki oralarda ayrıca yetiştirilir.

3. Bundan başka

Örnek:

1. Ayrıca yeni atlattığı zatürre onu iyice güçten düşürmüştü.

1. Ayrıca yeni atlattığı zatürre onu iyice güçten düşürmüştü.


Telaffuz : ayrı'ca

ayrıcalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ayrık


ayrıcalık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Başkalarından ayrı ve üstün tutulma durumu, imtiyaz

Örnek:

1. Ölüm önünde herkes bir, ayrıcalık yok kimseye.

1. Ölüm önünde herkes bir, ayrıcalık yok kimseye.


ayrıcalık gözetmek
Anlamı:

1. ayrıcalık tanımak

Örnek:

1. Annem, babam çocuklar arasında hiçbir ayrıcalık gözetmezlerdi.

1. Annem, babam çocuklar arasında hiçbir ayrıcalık gözetmezlerdi.


ayrıcalık tanımak (veya göstermek)
Anlamı:

1. birine özel hak vermek

2. birini kayırmak


ayrıcalıklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ayrıcalığı olan, ayrıcalık tanınan, imtiyazlı


ayrıcalıklılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrıcalıklı olma durumu


ayrıcalıksız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ayrıcalığı olmayan, ayrıcalık tanınmayan, imtiyazsız


ayrıcalıksızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrıcalıksız olma durumu


ayrıcasız
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ayrı tutulmadan, istisnasız bir biçimde


ayrık

İlgili Kelimeler:

ayrık kümeler, ayrık otu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ayrılmış

Örnek:

1. Yandan ayrık, tek tük gümüş pırıltılı saçları.

1. Yandan ayrık, tek tük gümüş pırıltılı saçları.

2. Ayrı tutulan, başkalarına benzemeyen, ayrıcalı, müstesna

3. Kural dışı

4. Düzgün ve uygun olmayan, çarpık

Örnek:

1. Apış arasına fazla tülbent ve mermerşahi tıkarak bebeği çarpık ve ayrık bacaklı, tenasüpsüz olmaktan korur.

1. Apış arasına fazla tülbent ve mermerşahi tıkarak bebeği çarpık ve ayrık bacaklı, tenasüpsüz olmaktan korur.

5. isim , isim , isim , isim , Ayrık otu


ayrık kümeler
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Ortak elemanları olmayan kümeler


ayrık otu

İlgili Kelimeler:

domuz ayrık otu

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Buğdaygillerden, kökü hekimlikte idrar söktürücü olarak kullanılan yabani bir bitki (Agropyrum repens)


ayrıklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ayrı tutulmuş, benzerlerine uymayan, kural dışı olan, istisnai


ayrıklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrıklı olma durumu, ayrı tutma, ayrı tutulma

2. Kural dışılık

3. gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , Elips, daire, parabol, hiperbol vb. bir konik üzerinde hareket eden cismi, odağa veya merkeze birleştiren doğrunun büyük eksen ile yaptığı açı

4. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Kaplamları birbirinden ayrı olmakla birlikte aynı yakın cinsin kaplamına giren kavramlar arasındaki bağlantı

Örnek:

1. Kedi, köpek: Memeliler.

1. Kedi, köpek: Memeliler.

5. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Genel kuraldan ayrılma, derogasyon

6. mantık , mantık , mantık , mantık , Önermelerin birbirine bağlanması işleminde ya ... ya ... ve ya da ile gösterilen ilişki

Örnek:

1. Şimdi ya gündüzdür ya gece.

1. Şimdi ya gündüzdür ya gece.


ayrıksı

İlgili Kelimeler:

ayrıksı ay, ayrıksı yıl

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , toplum bilimi , toplum bilimi , sıfat , sıfat , toplum bilimi , toplum bilimi , Alışılagelmiş töre ve davranışlara aykırı olan, eksantrik

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Başka, bambaşka, apayrı, eksantrik

Örnek:

1. Nasıl da yabancı ve ayrıksısın hâlâ, bunca zamandır alışamadın.

1. Nasıl da yabancı ve ayrıksısın hâlâ, bunca zamandır alışamadın.


ayrıksı ay
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Ay'ın yörüngesindeki enberi noktasından art arda iki geçişi arasındaki süre


ayrıksı yıl
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Yerin kendi yörüngesindeki günberi noktasından art arda iki geçişi arasındaki süre


ayrıksılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrıksı olma durumu

Örnek:

1. Aykırılıkların, ayrıksılıkların ahlak değerlerine dönüşebilmesi bence imkânsız.

1. Aykırılıkların, ayrıksılıkların ahlak değerlerine dönüşebilmesi bence imkânsız.


ayrıksız
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , İstisnasız, bilaistisna

2. Hiçbir ayrığı olmadan, hiçbirini ayrık tutmaksızın


ayrılabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrılabilmek işi


ayrılabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , Ayrılma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Ayrılma becerisi bulunmak