1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , Çabucak ayrılmak
1. Sonunda zırhı öyle bir çekti ki, demir halkalar Bünyamin'in yüzünden et parçaları koparıp ayrılıverdi.
1. Sonunda zırhı öyle bir çekti ki, demir halkalar Bünyamin'in yüzünden et parçaları koparıp ayrılıverdi.
Telaffuz : ayrılı'vermek