92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sonuca ulaştırılmak, neticelendirilmek
1. -i , -i , -i , -i , Sonuca ulaştırmak, bitirmek, neticelendirmek, intaç etmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sonuca ulaştırılmak, sonuca bağlanmak, bitirilmek, neticelenmek, intaç edilmek
1. Diyelim ki o düşündüğünüz sefer gerçekleşti, diyelim ki başarıyla sonuçlandı.
1. Diyelim ki o düşündüğünüz sefer gerçekleşti, diyelim ki başarıyla sonuçlandı.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sonuç olarak, binnetice
1. Sonuçta bizler de devlet memurları olsak bile alanımızda oldukça özgür davranabilme hakkına sahibiz.
1. Sonuçta bizler de devlet memurları olsak bile alanımızda oldukça özgür davranabilme hakkına sahibiz.
2. Nasıl olsa
Telaffuz : sonu'çta
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sönmüş olan
1. Karşımdaki duvara takılmış iki ampulden biri sönüktü ve bir gözü kırpılmış bir insan gibi bana bakıyordu.
1. Karşımdaki duvara takılmış iki ampulden biri sönüktü ve bir gözü kırpılmış bir insan gibi bana bakıyordu.
2. Parlaklığı, hızı az veya azalmış olan, etkisiz, zayıf
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Göze çarpmayan, dikkat çekmeyen, silik
1. Bu şehirde satışı bini geçmez, yerli lisanlarda sönük cerideler çıkar.
1. Bu şehirde satışı bini geçmez, yerli lisanlarda sönük cerideler çıkar.
1. isim , isim , isim , isim , Sönük olma durumu
1. Bir yaz gününün pırıl pırıl güneşli havası içinde bu sönüklük nereden geliyordu?
1. Bir yaz gününün pırıl pırıl güneşli havası içinde bu sönüklük nereden geliyordu?
sönüm ayrımı
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bir salınım hareketinin genliğinin türlü dirençlerin etkisiyle küçülmesi, itfa
1. Bir sarkaç salınımının sönümü, içinde bulunduğu ortamın direncine bağlıdır.
1. Bir sarkaç salınımının sönümü, içinde bulunduğu ortamın direncine bağlıdır.
2. ticaret , ticaret , ticaret , ticaret , Bir borcun her yıl ödenen taksitlerle belli bir zaman sonunda ödenmiş olması, itfa
1. Bir borcun sönümü için her yıl verilmesi gereken taksit, vade uzunluğuna, ana borca ve faiz fiyatına bağlıdır.
1. Bir borcun sönümü için her yıl verilmesi gereken taksit, vade uzunluğuna, ana borca ve faiz fiyatına bağlıdır.
1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Süresi gelmiş borç senetlerini ödemek amacıyla ayrılmış yedek para
1. -i , -i , fizik , fizik , -i , -i , fizik , fizik , Bir salınım hareketinin genliğini küçültmek, azaltmak, itfa etmek
2. ticaret , ticaret , ticaret , ticaret , Bir borcu, her yıl ödenen taksitlerle belli zaman sonra ödemek, itfa etmek
1. sıfat , sıfat , fizik , fizik , sıfat , sıfat , fizik , fizik , Belirli bir sürede genliği sıfıra inen (salınım hareketi)
1. sıfat , sıfat , fizik , fizik , sıfat , sıfat , fizik , fizik , Genliği hiçbir zaman sıfıra yaklaşmayan, her devirde beslenen (salınım hareketi), beslenen
1. isim , isim , isim , isim , Zaman, yer, sıra bakımından başkalarına göre sonda olan kimse, şey
2. Sırada, önem sırasında sonda olan kimse
1. zarf , zarf , zarf , zarf , En son zamanda, nihayetinde
1. Akşama kadar düşünüp sonunda bir çare buldu.
1. Akşama kadar düşünüp sonunda bir çare buldu.
1. iyi başladığı bir işi başarıyla bitirememek
2. başladığı bir işi bitirememek
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Bir başlangıcın, bir olgunun, bir ilginin renkli ve zorunlu görülen sonucu, vargısı
1. isim , isim , mantık , mantık , isim , isim , mantık , mantık , Birbirine bağlı iki önermeden ikincisi
1. Duman çıkmıyorsa ateş vardır sözünde `ateş vardır` önermesi bir sonurtudur.
1. Duman çıkmıyorsa ateş vardır sözünde `ateş vardır` önermesi bir sonurtudur.