92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üzerine sis inmiş olan, sislenmiş, bulanık
1. Haliç, aşağılarda, sisli bir bahar sabahının altında, erimiş gümüşlerin ırmağına benziyordu.
1. Haliç, aşağılarda, sisli bir bahar sabahının altında, erimiş gümüşlerin ırmağına benziyordu.
1. isim , isim , isim , isim , İstanbul iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : şi'şli
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şiş (II) olmaya elverişli
1. Şişlik et.
1. Şişlik et.
1. isim , isim , isim , isim , Şiş (I)
1. Bileğinde şişlik kalmamışsa da daha ağrısı varmış.
1. Bileğinde şişlik kalmamışsa da daha ağrısı varmış.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Deri altında fazla yağ toplanması sebebiyle vücudun her yanı şişkin görünen (kimse), şişko, mülahham
1. Şişman odacı sahanlıkta bir daha gözüktü.
1. Şişman odacı sahanlıkta bir daha gözüktü.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Biraz şişman
1. Aşağı bahçe kapısından bir kolunda kızı, bir kolunda torunu şişmanca bir yaşlı kadın sallana sallana gelir.
1. Aşağı bahçe kapısından bir kolunda kızı, bir kolunda torunu şişmanca bir yaşlı kadın sallana sallana gelir.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Şişman duruma gelmek
1. Sizi biraz şişmanlamış buldum.
1. Sizi biraz şişmanlamış buldum.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Şişman duruma gelmek
1. O akşam daha, oda kıyafeti ile fazlaca şişmanlaşıp çıkkınlaşmış gövdesinden ... başka acı haber izi görünmüyordu.
1. O akşam daha, oda kıyafeti ile fazlaca şişmanlaşıp çıkkınlaşmış gövdesinden ... başka acı haber izi görünmüyordu.
1. -i , -i , -i , -i , Şişmanlamasını sağlamak, şişman duruma getirmek
1. Hasan Ağa dal gibi kızı şişmanlatmak için elinden geleni yapmıştı.
1. Hasan Ağa dal gibi kızı şişmanlatmak için elinden geleni yapmıştı.
2. Kalınlaştırmak
1. Borç senetleri, hesap pusulaları ceketlerimizin iç ceplerini şişmanlatır.
1. Borç senetleri, hesap pusulaları ceketlerimizin iç ceplerini şişmanlatır.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Şişmanlama ihtimali veya imkânı bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Şişman olma durumu
1. Kaplıcalara gidiyorsun ama bir türlü bu şişmanlıktan kurtulamıyorsun.
1. Kaplıcalara gidiyorsun ama bir türlü bu şişmanlıktan kurtulamıyorsun.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İçi hava veya gazlarla dolarak gerilmek
1. Balon şişti.
1. Balon şişti.
2. Bir şey emerek hacmi büyümek, genişlemek
1. Tahta, su emerek şişer.
1. Tahta, su emerek şişer.
3. Vücudun bir yeri içine yabancı bir maddenin girmesiyle veya başka bir etkiyle gerilmek, kabarmak
4. Çok yemek yiyerek rahatsız olacak kadar doymak
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gururlanmak, büyüklenmek
6. argo , argo , argo , argo , Utanmak, mahcup olmak
1. Ben demedim mi sana, bu herifin karşısında aşık atılmaz diye, şiştin mi şimdi?
1. Ben demedim mi sana, bu herifin karşısında aşık atılmaz diye, şiştin mi şimdi?
7. spor , spor , spor , spor , Yorularak koşuyu veya müsabakayı sürdüremez olmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Depremle ilgili
1. Sismik araştırmalar.
1. Sismik araştırmalar.
Lisan : Fransızca sismique
1. isim , isim , isim , isim , Deprem bilimci
Lisan : Fransızca sismologue
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Deprem bilimi
Lisan : Fransızca sismologie
Telaffuz : l ince okunur
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Deprem bilimsel
Lisan : Fransızca sismologique
Telaffuz : l ince okunur
talk şist
1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Kolayca yapraklara ayrılabilen, silisli, alüminli tortul kayaçların genel adı
2. Kömürle karışık bütün moloz maddelerinin bilimsel adı
3. Kil taşı
Lisan : Fransızca schiste