1. -i , -i , -i , -i , Şişmanlamasını sağlamak, şişman duruma getirmek
1. Hasan Ağa dal gibi kızı şişmanlatmak için elinden geleni yapmıştı.
1. Hasan Ağa dal gibi kızı şişmanlatmak için elinden geleni yapmıştı.
2. Kalınlaştırmak
1. Borç senetleri, hesap pusulaları ceketlerimizin iç ceplerini şişmanlatır.
1. Borç senetleri, hesap pusulaları ceketlerimizin iç ceplerini şişmanlatır.