Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
şıracı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şıra yapıp satan kimse

2. Şıra satılan yer


sıracılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıracının yaptığı iş


şıracılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şıracı olma durumu


sıradağ
Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Ortak özellikler gösteren, aralarında uzunlamasına vadilerin bulunduğu dağlar dizisi


Telaffuz : sıra'dağ

sıradan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bayağı

Örnek:

1. Bir hafta sonra ölü bulunmuştu evinde, basit bir dalgınlık, sıradan bir elektrik kaçağı.

1. Bir hafta sonra ölü bulunmuştu evinde, basit bir dalgınlık, sıradan bir elektrik kaçağı.


sıradanlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bayağılaşma


sıradanlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bayağılaşmak

Örnek:

1. Ama gene de oturup yazmaya çalıştığımda sıradanlaşıyor gözümde bunlar.

1. Ama gene de oturup yazmaya çalıştığımda sıradanlaşıyor gözümde bunlar.


sıradanlaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bayağılaştırma


sıradanlaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bayağılaştırmak


sıradanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bayağılık

Örnek:

1. Sıradanlık her zaman kötülüğü de ardı sıra taşır.

1. Sıradanlık her zaman kötülüğü de ardı sıra taşır.


şırak

İlgili Kelimeler:

şırak şırak

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir nesne başka bir nesneye birdenbire, şiddetle çarptığında çıkan hışırtılı, sert ses


şırak şırak
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , `Şırak` sesi çıkararak


şırakkadak
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ansızın

Örnek:

1. Şırakkadak düşüp bayıldı.

1. Şırakkadak düşüp bayıldı.


Telaffuz : şıra'kkadak

sıralaç
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Klasör


sıralama

İlgili Kelimeler:

alfabetik sıralama, rütbe sıralaması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıralamak işi

Örnek:

1. Rakamları sıralamaya ihtiyacın yoktur herhâlde.

1. Rakamları sıralamaya ihtiyacın yoktur herhâlde.


sıralamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Birbiri ardı sıra veya yan yana koyarak sıra durumuna getirmek

Örnek:

1. İskemleleri sıralamak.

1. İskemleleri sıralamak.

2. Art arda söylemek, sayıp dökmek

Örnek:

1. Kendisini tüm bu bilgileri biriktirmeye iten nedenleri sıraladı.

1. Kendisini tüm bu bilgileri biriktirmeye iten nedenleri sıraladı.

3. Belirli bir düzene göre yerleştirmek veya düzenlemek, sıraya koymak

Örnek:

1. Herkesin onu dinlediğini görünce, arkasına yaslanıp kendinden gayet emin bir tavırla elindeki verileri sıraladı.

1. Herkesin onu dinlediğini görünce, arkasına yaslanıp kendinden gayet emin bir tavırla elindeki verileri sıraladı.

4. Söylenecek, yazılacak, yapılacak şeylere zihinde gerekli düzeni vermek

5. Aynı davranışı birbiri ardınca birçok kez yapmak

Örnek:

1. Bize karşı bir sürü itiraz sıraladı.

1. Bize karşı bir sürü itiraz sıraladı.

6. Aynı davranışı birçok şey üstünde tekrarlamak

Örnek:

1. Bekçi bütün kapıları sıraladı.

1. Bekçi bütün kapıları sıraladı.

7. Küçük çocuk tutunarak yürümeye başlamak, tutunarak yürümek


sıralanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıralanabilmek işi


sıralanabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sıralanma ihtimali veya imkânı bulunmak


sıralandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıralandırmak işi


sıralandırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sıralanma işini yaptırmak


sıralanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıralanma işi


sıralanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıralanmak işi


sıralanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sıra oluşturacak biçimde yer almak

Örnek:

1. Rafların üst katlarında düzenli düzenli sıralanmış kitaplar, alt katlara doğru bir karmaşa hâlini almış.

1. Rafların üst katlarında düzenli düzenli sıralanmış kitaplar, alt katlara doğru bir karmaşa hâlini almış.

2. Sıraya, düzene konulmak

Örnek:

1. Her lakırtı konuşulmuş, yapılacak şeyler sıralanmış, yalnız onları yapmak, yaptırmak kalmıştı.

1. Her lakırtı konuşulmuş, yapılacak şeyler sıralanmış, yalnız onları yapmak, yaptırmak kalmıştı.


sıralatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıralatmak işi


sıralatmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Sıralama işini yaptırmak