Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
siperli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Siperi olan

Örnek:

1. Ceketini çıkarmış, masasının üstündeki yeşil siperli lambasını yakmış.

1. Ceketini çıkarmış, masasının üstündeki yeşil siperli lambasını yakmış.


siperlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güneş ve yağmurun etkisinden korumak amacıyla şapka, kapı, lamba vb. şeylere yapılan koruyucu engel, siper, güneşlik

Örnek:

1. Alanın elektrik lambalarının siperlikleri önünde pırıl pırıl, iri taneler hâlinde geçen yağmurun hızı daha iyi belli oluyordu.

1. Alanın elektrik lambalarının siperlikleri önünde pırıl pırıl, iri taneler hâlinde geçen yağmurun hızı daha iyi belli oluyordu.

2. Siper olma özelliği bulunan yer


sipersiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Siperi olmayan


şıpıdık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ökçesiz ve arkalıksız terlik veya pabuç, şıpşıp

Örnek:

1. Çıplak, kuvvetli topuklarının altında şıpıdıklarının ökçelerini ezerek alı al, moru mor bir telaşla geliyordu.

1. Çıplak, kuvvetli topuklarının altında şıpıdıklarının ökçelerini ezerek alı al, moru mor bir telaşla geliyordu.


şıpın işi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Özensiz, çabucak yapılan iş


şıpır şıpır
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Şıpırdayarak

Örnek:

1. Sarığının altından da şıpır şıpır ter damlayan Yetim Hoca, yere bakarak, kendisine uzanan takdir nazarlarından bile gözlerini kaçırıp, uzaklaşıp gidiyor.

1. Sarığının altından da şıpır şıpır ter damlayan Yetim Hoca, yere bakarak, kendisine uzanan takdir nazarlarından bile gözlerini kaçırıp, uzaklaşıp gidiyor.


şıpırdama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şıpırdamak işi


şıpırdamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Su vb. ara vermeksizin, damla damla akarken `şıp` sesi çıkarmak


şıpırtı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şıpırdama sırasında çıkan sesin adı

Örnek:

1. İçeride hafif su damlaları şıpırtılarına benzeyen belirsiz gürültüler vardı.

1. İçeride hafif su damlaları şıpırtılarına benzeyen belirsiz gürültüler vardı.


şıpka
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Torpillere karşı ve daha başka işler için gemilerde kullanılan halattan örülmüş ağ


Telaffuz : şı'pka

sipolin
Anlamı:

1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Katmanlarında iç içe daireler bulunan billurlu bir kalker türü


Lisan : Fransızca cipolin

şıppadak
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Birdenbire ve beklenmeyen bir zamanda

Örnek:

1. Şıppadak çıkageldi.

1. Şıppadak çıkageldi.


Telaffuz : şı'ppadak

şipşak
Anlamı:

1. zarf , zarf , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , zarf , zarf , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Çabucak

Örnek:

1. Eğer siz bana haftada iki defa gelseniz ikinci hafta şipşak kim olduğunuzu söylerim.

1. Eğer siz bana haftada iki defa gelseniz ikinci hafta şipşak kim olduğunuzu söylerim.

2. Şipşakçı


Telaffuz : şi'pşak

şipşakçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sokakta fotoğraf çekip beş on dakika içinde hazırlayıp satan fotoğrafçı, şipşak

Örnek:

1. Taksim'de bir şipşakçının çektiği küçük bir resmimiz vardı.

1. Taksim'de bir şipşakçının çektiği küçük bir resmimiz vardı.


şipşakçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şipşakçının yaptığı iş


şıpsevdi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görür görmez seven, âşık olan kimse

Örnek:

1. O şıpsevdinin biridir, herkese âşık olur.

1. O şıpsevdinin biridir, herkese âşık olur.


Telaffuz : şı'psevdi

şıpsevdilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şıpsevdi olma durumu


sipsi
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Ağaç dallarından yapılan düdük

2. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Gemici düdüğü

3. müzik , müzik , müzik , müzik , Zurnanın dudaklara gelen kamış bölümü


sıpsıcak
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Pek sıcak, cana yakın, sımsıcak

Örnek:

1. Gelin çıtı pıtı, esmer güzeli, sıpsıcak bir kızdı.

1. Gelin çıtı pıtı, esmer güzeli, sıpsıcak bir kızdı.


Telaffuz : sı'psıcak

şıpşıp
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şıpıdık


şipşirin
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok sevimli, çok şirin, cana yakın

Örnek:

1. Bu şipşirin sinemanın perşembe gündüz seanslarını severim.

1. Bu şipşirin sinemanın perşembe gündüz seanslarını severim.


Telaffuz : şi'pşirin

sipsivri
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok sivri

Örnek:

1. Uçları sipsivri demir kalemleri duvarlara atıyorum.

1. Uçları sipsivri demir kalemleri duvarlara atıyorum.


Telaffuz : si'psivri

sipsivri kalmak
Anlamı:

1. herkesin gitmesiyle yalnız kalmak

2. ortada kalmak


sır
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bazı nesnelere parlaklık verme, dış etkilerden koruma, sızmalarını önleme vb. amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik

Örnek:

1. Küpün sırı dökülmüş.

1. Küpün sırı dökülmüş.

2. Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince tabaka


sır

İlgili Kelimeler:

sır kâtibi, sır küpü, sırretmek, sırrolmak, Bektaşi sırrı, devlet sırrı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey

2. Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, giz, gizem

Örnek:

1. Bu bahçede açılan her gonca / Sırlar açıyor yerden gökten

1. Bu bahçede açılan her gonca / Sırlar açıyor yerden gökten

3. Bir işin, bir şeyin dikkat, yetenek, deneyim ve sezgi yardımıyla kavranabilen en zor, en ince yanı

4. Bir amaca ulaşmak için kullanılan, başvurulan özel ve gizli yöntem


Lisan : Arapça sirr