Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ayakkabıcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayakkabıcının yaptığı iş, pabuççuluk


ayakkabılarını çevirmek
Anlamı:

1. konuk ayakkabılarını gidiş yönüne doğru düzgün bir biçimde sıralamak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bazı davranışlarla konuğu gitmeye zorlamak


ayakkabılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayakkabı konulan yer, ayakkabı dolabı, pabuçluk

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ayakkabı yapmaya elverişli olan (deri, kösele vb.)


ayaklama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayaklamak işi


ayaklamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ayakla ölçmek


ayaklanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayaklanabilmek işi


ayaklanabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ayaklanma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Ayaklanmaya gücü yetmek


ayaklandırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayaklandırabilmek işi


ayaklandırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ayaklandırma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Ayaklandırmaya gücü yetmek


ayaklandırılabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayaklandırılabilmek işi


ayaklandırılabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ayaklandırılma ihtimali veya imkânı bulunmak


ayaklandırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayaklandırılmak işi


ayaklandırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ayaklanması sağlanmak


ayaklandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayaklandırmak işi


ayaklandırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ayaklanmasına yol açmak

Örnek:

1. Bir dakika sonra çığlık bütün mahalleyi ayaklandırdı.

1. Bir dakika sonra çığlık bütün mahalleyi ayaklandırdı.


ayaklanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayaklanma işi


ayaklanıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayaklanıvermek işi


ayaklanıvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak ayaklanmak


Telaffuz : ayaklanı'vermek

ayaklanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayaklanmak işi

2. Başkaldırı

Örnek:

1. Ayaklanmanın elebaşısını yatağa atarsın, her şey kendiliğinden çözümleniverir.

1. Ayaklanmanın elebaşısını yatağa atarsın, her şey kendiliğinden çözümleniverir.


ayaklanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çocuk yürümeye başlamak

2. Hasta iyileşip yürüyebilir duruma gelmek

3. Ayağa kalkıp gitmeye davranmak

Örnek:

1. Oysa bir türlü yerleşemediğim gibi sanki her an yeniden ayaklanacakmış gibi yaşıyorum.

1. Oysa bir türlü yerleşemediğim gibi sanki her an yeniden ayaklanacakmış gibi yaşıyorum.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Toplu bir biçimde zor ve şiddet kullanarak devlet güçlerine karşı gelmek, başkaldırmak, isyan etmek

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Uyanmak, uyanıp kalkmak

Örnek:

1. Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi ve ayaz insanın yüzünü ısırıyordu.

1. Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi ve ayaz insanın yüzünü ısırıyordu.


ayaklar altına almak
Anlamı:

1. önem verilmesi gereken şeyleri hiçe saymak, çiğnemek

Örnek:

1. Şerefini, namusunu ayaklar altına aldı.

1. Şerefini, namusunu ayaklar altına aldı.


ayaklar baş, başlar ayak olmak
Anlamı:

1. değersiz kimseler başa geçip değerli kimseler ise en geride bırakılmak


ayakları geri geri gitmek
Anlamı:

1. bir yere gönülsüz, istemeye istemeye gitmek


ayakları üstünde durmak
Anlamı:

1. başkasının yardımına ihtiyaç duymadan güçlü bir biçimde sorunları çözebilecek durumda olmak


ayakları yere değmemek
Anlamı:

1. çok sevinmek