92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Öğrenim belgesi
2. Kişinin bilgi gerektiren herhangi bir konuda niteliğini gösteren belge
Lisan : Fransızca certificat
1. isim , isim , isim , isim , Sertlenmek durumu
1. Eli sevgiyle çocuğun başını okşarken sesi sertlenmeye çalışarak tekrar tekrar soruyordu.
1. Eli sevgiyle çocuğun başını okşarken sesi sertlenmeye çalışarak tekrar tekrar soruyordu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sert bir tavır almak, sertleşmek
1. Mahalleliden biri sana sataşırsa öyle bize yaptığın gibi sertlenip bıçkınlaşma.
1. Mahalleliden biri sana sataşırsa öyle bize yaptığın gibi sertlenip bıçkınlaşma.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sertleşme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Sertleşmek işi
1. Sertleşmeyi bilmeyen bir iyilik, iyilik olmakta ısrar eden bir iyilik neye yarar?
1. Sertleşmeyi bilmeyen bir iyilik, iyilik olmakta ısrar eden bir iyilik neye yarar?
2. tıp , tıp , tıp , tıp , İçindeki damarlara kan dolması ile birlikte erkeklik organının sert ve dik duruma gelmesi, ereksiyon
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sert bir durum almak, katılaşmak
1. Yarı ağarmış yumuşak kumral sakal tersine dönerek diken gibi sertleşti.
1. Yarı ağarmış yumuşak kumral sakal tersine dönerek diken gibi sertleşti.
2. Gücü artmak, zorlu bir durum almak
1. İklim sertleşti.
1. İklim sertleşti.
3. tıp , tıp , tıp , tıp , Erkeklik organı, içindeki damarlara kan dolması ile birlikte sert ve dik duruma gelmek
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir kimsenin davranış veya sözleri sert, kırıcı olmak
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Kimyasal tepkimeli yapay reçine tutkalı ve verniklerinde, kuruma ve sertleşmeyi sağlamak için kullanılan, sıvı veya toz hâlinde olan kimyasal yardımcı madde
1. -i , -i , -i , -i , Sert bir duruma getirmek, sertleşmesine sebep olmak
damar sertliği
1. isim , isim , isim , isim , Sert, katı olma durumu
1. Derinin altında bir sertlik hissettim.
1. Derinin altında bir sertlik hissettim.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sert, kırıcı, katı davranış, şiddet, husumet
1. Bir zamanlar, sertliğinden, karşında nefes alamazdık.
1. Bir zamanlar, sertliğinden, karşında nefes alamazdık.
3. jeoloji , jeoloji , jeoloji , jeoloji , Minerallerin çizilmeye karşı gösterdikleri direnç
bağışık serum, kan serumu
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Pıhtılaşma sonunda kandan ayrılan sıvı bölüm
2. Mikroplu bir hastalığa veya zehirli bir maddeye karşı aşılanmış bir hayvanın özellikle atın kanından elde edilen sıvı madde
1. Kuş palazı serumu.
1. Kuş palazı serumu.
3. Hücre yenilenmesini hızlandıran, deriyi besleyen, su kaybını, cildin solunumunu ve doğal savunmasını kuvvetlendiren sıvı
1. Yarası çok pis, herhâlde bir serum yapmak lazım.
1. Yarası çok pis, herhâlde bir serum yapmak lazım.
Lisan : Fransızca sérum
1. isim , isim , isim , isim , Macera
1. Ben serüvenlere kul olmayacağım, serüvenler bana kul olacak.
1. Ben serüvenlere kul olmayacağım, serüvenler bana kul olacak.
Lisan : Farsça servān
1. isim , isim , bilişim , bilişim , isim , isim , bilişim , bilişim , 343 sunucu
Lisan : İngilizce server
servet sahibi
1. isim , isim , isim , isim , Varlık, zenginlik, mal mülk
1. Servet denen şey çok defa paradan ibarettir.
1. Servet denen şey çok defa paradan ibarettir.
Lisan : Arapça s̱ervet
servi ağacı, servi boylu, gümüşservi, dağ servisi, yer servisi
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Servigillerden, Akdeniz bölgesinde çok yetişen, kışın yapraklarını dökmeyen, 25 metre boyunda, ince, uzun, piramit biçiminde, çok koyu yeşil yapraklı bir ağaç, andız, selvi, servi ağacı (Cupressus sempenvirens)
1. Ay ışığının, yüksek servileri ince ince gümüşlediği bir şato korusundaymışlar.
1. Ay ışığının, yüksek servileri ince ince gümüşlediği bir şato korusundaymışlar.
Lisan : Farsça serv
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Servi