Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
servi boylu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İnce ve uzun boylu (kız veya kadın)

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sevgili


servigiller
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Kozalaklılardan, servi, ardıç, mazı vb. ağaçları içine alan, çiçekleri bir veya iki evcikli bir bitki familyası


servilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Servisi çok olan yer

Örnek:

1. Gezgin Simeon'un demesine göre, İstanbul'da her bahçe bir serviliktir.

1. Gezgin Simeon'un demesine göre, İstanbul'da her bahçe bir serviliktir.


servis

İlgili Kelimeler:

servis arabası, servis aracı, servis asansörü, servis istasyonu, servis kapısı, servis merdiveni, servis otobüsü, servis sayısı, servis tabağı, servis takımı, acil servis, gizli servis, yetkili servis, çay servisi, istihbarat servisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sofrada hizmet etmekle görevli kimsenin yaptığı iş ve bu işin yapılma biçimi, sofra hizmeti

2. Yemekte gerekli olan tabak, çatal, bıçak, kaşık, peçete vb. şeylerin tümü

3. Bir yönetimde, bir kurum veya kuruluşta, bütünün bir parçasını oluşturan iş, hizmet; bu işin yapıldığı yer

4. Burada görevli kimselerin tümü

5. Herhangi bir kuruluşun ulaşım işlerinde kullanılan taşıma aracı

6. Otomobil, beyaz eşya vb. ürünlerin bakım ve onarımlarının yapıldığı yer

Örnek:

1. Önce arabayı servis garajına çektik.

1. Önce arabayı servis garajına çektik.

7. spor , spor , spor , spor , Voleybol, masa tenisi, tenis vb. oyunlarda oyuna başlama vuruşu


Lisan : Fransızca service

servis arabası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir iş yeri çalışanlarının veya öğrencilerin taşınması için hizmet veren araç, servis aracı

2. Lokantalarda müşteriye hizmet vermek üzere kullanılan tekerlekli araba


servis aracı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Servis arabası


servis asansörü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kurum ve kuruluşta hizmet içi kullanılan asansör

2. İş yeri, ev vb. yerlerde sadece malzemeleri taşıyan asansör


servis atmak
Anlamı:

1. spor , spor , spor , spor , voleybol, masa tenisi vb. oyunlarda oyuna başlama vuruşunu yapmak


servis etmek
Anlamı:

1. özel bir bilgi veya belgeyi haber kaynağı tarafından istenilen kurum veya kuruluşa göndermek


servis istasyonu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Motorlu taşıtların benzin aldığı, bakımlarının yapıldığı, gerektiğinde alışveriş de yapılan yer


servis kapısı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Otel, büyük ev veya apartmanlarda hizmetlilerin ve satıcıların kullandığı ayrı kapı


servis merdiveni
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kurum veya kuruluşta yalnızca hizmet için kullanılan merdiven

Örnek:

1. Yol halıları ayakkabılarımın sesini duyurmayacağına emin, servis merdivenine yürüdüm.

1. Yol halıları ayakkabılarımın sesini duyurmayacağına emin, servis merdivenine yürüdüm.


servis otobüsü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kurum veya kuruluşun çalışanlarını taşımak için kullanılan otobüs


servis sayısı
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Teniste rakibin karşılayamadığı, doğrudan doğruya sayı getiren servis


servis tabağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sofraya yemeğin getirildiği büyük tabak


servis takımı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yemek takımı


servis yapmak
Anlamı:

1. sofrada hizmet etmek ve yemeği dağıtmak

Örnek:

1. Özel olarak iki aşçıyla iki de ayrıca servis yapacak garson çağrıldı.

1. Özel olarak iki aşçıyla iki de ayrıca servis yapacak garson çağrıldı.


servisçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Servis arabasını kullanan kimse

2. Servis yapan kimse

3. spor , spor , spor , spor , Servis atan kimse


servisçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Servisçi olma durumu


servise çıkmak
Anlamı:

1. ulaşım aracı ile öğrencileri, çalışanları gidecekleri yere taşımak

2. servis yetkilisi onarım yapmak üzere çağrılan yere gitmek

3. doktor hastaları durumlarını gözlemlemek üzere ziyaret etmek

4. bir iş yerinde çay, kahve dağıtımı gibi hizmetleri yapmak üzere dolaşmak


seryaver
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Başyaver

Örnek:

1. Biraz sonra Gazi yanına seryaveri Salih Bey'in yaveri Muzaffer Bey'i ve âcizi alarak otomobile bindi.

1. Biraz sonra Gazi yanına seryaveri Salih Bey'in yaveri Muzaffer Bey'i ve âcizi alarak otomobile bindi.


Lisan : Farsça ser + yāver

Telaffuz : se'rya:ver

seryum
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom numarası 58, atom ağırlığı 140,1, yoğunluğu 6,7 olan, 810 °C'de eriyen, birleşme değeri bazı birleşiklerde 3, bazılarında 4 olan, gümüş parlaklığında, akkor temeline dayanan lambaların yapımında kullanılan bir element (simgesi Ce)


Lisan : Fransızca cérium

Telaffuz : se'ryum

seryumlu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Birleşiminde seryum bulunan

Örnek:

1. Seryumlu topraklar.

1. Seryumlu topraklar.


serzeniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yakınma

Örnek:

1. Nihayet uzun uzun münakaşalardan, serzenişlerden, çekişmelerden sonra Seyfi, kadını ikna ediyor.

1. Nihayet uzun uzun münakaşalardan, serzenişlerden, çekişmelerden sonra Seyfi, kadını ikna ediyor.


Lisan : Farsça serzeniş

serzeniş etmek
Anlamı:

1. yakınmak