92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Yürekli, yiğit, korkusuz (kimse)
Lisan : Farsça serbāz
serbest bölge, serbest eczacı, serbest ekonomi, serbest piyasa ekonomisi, serbest elektron, serbest enerji, serbest güreş, serbest kart, serbest meslek, serbest mıntıka, serbest nazım, serbest su, serbest vuruş, serbest yük
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, erkin
2. Tutuklu veya bağımlı olmayan, özgür, hür
3. Zamanını istediği gibi kullanabilen, yapacak bir işi olmayan
1. Öğleyin serbestim, gelebilirsin.
1. Öğleyin serbestim, gelebilirsin.
4. Bazı kurallara bağlı olmayan
1. Serbest ticaret. Serbest nazım.
1. Serbest ticaret. Serbest nazım.
5. Sıkılmadan, şaşırmadan konuşan ve davranan
6. Ağırbaşlı olmayan, hoppa (kadın)
7. Hareketi herhangi bir biçimde engellenmeyen
1. Serbest geçiş
1. Serbest geçiş
8. zarf , zarf , zarf , zarf , Rahat, özgür, bağımsız bir biçimde
1. Ötekilere de pek serbest davranır isem de onlar benden utanırlar.
1. Ötekilere de pek serbest davranır isem de onlar benden utanırlar.
Lisan : Farsça serbest
1. tutuklu veya gözaltında bulunan birini serbest, özgür duruma getirmek, tahliye etmek
1. Elde delil olmadığı için serbest bıraktık.
1. Elde delil olmadığı için serbest bıraktık.
2. kendi düşüncesi ve iradesine göre davranmasına izin vermek
1. Akli muvazenesi pek sağlam bulunmadığı için serbest bırakıldı.
1. Akli muvazenesi pek sağlam bulunmadığı için serbest bırakıldı.
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Bir ülkenin gümrük sınırları dışında konuşlandırılan ve ticaret rejimi açısından kısmen veya tamamen gümrük mevzuatı dışındaki düzenlemelere tabi olan, uluslararası liman veya havaalanına yakın yerlerde kurulan bölge, açık bölge, serbest mıntıka
1. isim , isim , isim , isim , Eczacılık mesleğini sahibi olduğu eczanede yürüten kimse
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Doğal elektrik yükünün oluşturduğu demetler
1. isim , isim , isim , isim , Kullanımı belli kurallara bağlı olmayan enerji
1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Sıkma, boğma, kol bükme, kafa vurma, ısırma vb. hareketler dışında vücudun her yanına oyun uygulanabilen bir güreş türü
1. isim , isim , isim , isim , Kişisel çalışmaya, bilimsel ve mesleki bilgiye, uzmanlığa dayanan ve bir işverene bağlı olmadan kendi adına kazanç sağlamak için yapılan iş
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Serbest bölge
1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Ölçü, uyak gibi klasik ve bağlayıcı kuralları bir kenara iten şiir tarzı
1. isim , isim , isim , isim , Hükûmetin, iktisadi etkinliklerin işleyişine müdahale etmediği piyasa ekonomisi türü, serbest ekonomi
1. Ülkede serbest ekonomi yok mu yani?
1. Ülkede serbest ekonomi yok mu yani?
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ağacın göze boşluğunda toplanan su
1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Bir oyuncunun kural dışı davranışta bulunması üzerine, kural dışı davranışın yapıldığı noktadan karşı takım oyuncularının yaptığı vuruş, frikik
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hareketlerine dikkat etmeyen
1. Serbestçe birisi olursa sizin canınızı sıkar.
1. Serbestçe birisi olursa sizin canınızı sıkar.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , (serbes'tçe) Serbest bir biçimde
1. Kadın ticaretinin bu kadar serbestçe yapıldığı bir yer daha bulmak mümkün değildi.
1. Kadın ticaretinin bu kadar serbestçe yapıldığı bir yer daha bulmak mümkün değildi.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Özgürlük
1. Berlin'deki serbestîyi fal taşı gibi gözlerle izlediler.
1. Berlin'deki serbestîyi fal taşı gibi gözlerle izlediler.
Lisan : Farsça serbest + Arapça -ī
Telaffuz : serbesti:
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sıkıcı bir durumdan veya kalabalıktan kurtulmak
1. Bir ara ortalık serbestlemiş, bir şey olmuş.
1. Bir ara ortalık serbestlemiş, bir şey olmuş.