92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Serbest olma durumu
1. Ben, artık bütün hareket serbestliğimi kaybedip kendimi bürokrasi denilen mengenenin paslı silindirine kaptırmıştım.
1. Ben, artık bütün hareket serbestliğimi kaybedip kendimi bürokrasi denilen mengenenin paslı silindirine kaptırmıştım.
2. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , İthalatı serbest bırakma, ithalata konulmuş miktar sınırlamalarını kaldırma, liberalizm, liberasyon
ahududu şerbeti, baldıranşerbeti, demirhindi şerbeti, ecel şerbeti, karadut şerbeti, kızılcık şerbeti, koruk şerbeti, lohusa şerbeti, nar şerbeti, tutkal şerbeti, vişne şerbeti
1. isim , isim , isim , isim , Meyve suyu ile şekerli su karıştırılarak yapılan içecek
2. Belli törenlerde konuklara sunulan şekerli içecek
1. Gelin hanım, köşesine yerleştirildikten sonra şerbetler dağıtılmaya başladı.
1. Gelin hanım, köşesine yerleştirildikten sonra şerbetler dağıtılmaya başladı.
3. Bazı maddelerin suda eritilmişi
1. Çimento şerbeti. Gübre şerbeti.
1. Çimento şerbeti. Gübre şerbeti.
4. Sözlenmek veya nişanlanmak üzere tarafların anlaşması durumunda tören yapılarak içilen içecek
Lisan : Arapça şerbet
1. sözlenmek veya nişanlanmak üzere tarafların anlaşması durumunda şerbet içilerek tören yapmak
şerbetçi otu
1. isim , isim , isim , isim , Şerbet yapan veya satan kimse
2. Şerbet satılan yer
1. Şerbetçide temiz bardak bulamayan müşteri, gözlerini devire devire bağırıyor.
1. Şerbetçide temiz bardak bulamayan müşteri, gözlerini devire devire bağırıyor.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Yaprakları karşılıklı, sapı sarılgan olan, çiçekleri yumurtamsı kozalaklara dönüşen ve kozalaklarından bira yapımında yararlanılan çok yıllık ve otsu bir bitki (Humulus lupulus)
1. -i , -i , -i , -i , Yılan vb. hayvanların sokmaması veya soktuğunda zehrin etkisiz olması için bir kimseyi afsunlamak
2. Tarımda toprağın verimini artırmak için bitkiye gübre suyu vermek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yılan vb. hayvanların sokmaması veya soktuğunda zehrinin etkisiz olması için afsunlanmak
2. Tarımda toprağın verimini artırmak için bitkiye gübre suyu verilmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şerbeti olan, şerbet katılmış olan
2. Yılan, akrep vb. hayvanların sokmasından zarar görmeyen
1. Anlaşılan sen yılana şerbetli imişsin galiba!
1. Anlaşılan sen yılana şerbetli imişsin galiba!
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kötü davranmayı, kötü işler yapmayı huy edinmiş olan
1. Yalana şerbetli.
1. Yalana şerbetli.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kendisine kötü davranılmasına alışmış olan
1. Gülsüm, dayak ve hakarete ezelden şerbetliydi.
1. Gülsüm, dayak ve hakarete ezelden şerbetliydi.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şerbet yapmaya yarayan veya şerbet yapmak için ayrılmış olan
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şerbeti olmayan
2. Yılan vb. hayvanların sokmasına karşı şerbeti olmayan
3. Şerbet verilmemiş olan
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , anatomi , anatomi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , anatomi , anatomi , Anüs
Lisan : Arapça şerc
serçe parmak, ağaç serçesi, dağ serçesi
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Serçegillerden, insanlara yakın yerlerde yaşayan, kışın göçmeyen, koyu boz renkli, ötücü küçük bir kuş (Passer domesticus)
1. isim , isim , isim , isim , Beş parmağın en küçüğü, küçük parmak
1. Aynaya bakıyor, gözlerinin altındaki şişkinliklere serçe parmağıyla dokunuyor.
1. Aynaya bakıyor, gözlerinin altındaki şişkinliklere serçe parmağıyla dokunuyor.
1. `tehlikeleri gözde büyüterek işe girişmekte çekingen davrananlar amaçlarına ulaşamazlar` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Gagaları koni biçiminde, böcek, meyve vb. ile beslenen, örnek hayvanı serçe olan kuşlar sınıfı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Mekiğin parçalarından her biri
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Seçme, seçkin olan
Lisan : Farsça serçīn
kır serdarı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Başkomutan
1. Bu selvi ormanının içinde nice vezirler, serdarlar, kazaskerler metfundur.
1. Bu selvi ormanının içinde nice vezirler, serdarlar, kazaskerler metfundur.
Lisan : Farsça serdār
Telaffuz : serda:rı
1. alay yollu , alay yollu , alay yollu , alay yollu , sözü edilen kimsedeki bir niteliği anlatan söz
1. Bakakalırım giden geminin ardından / Atamam kendimi denize, dünya güzel / Serde erkeklik var, ağlayamam
1. Bakakalırım giden geminin ardından / Atamam kendimi denize, dünya güzel / Serde erkeklik var, ağlayamam
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Fedai
Telaffuz : serde'ngeçti