1. tutuklu veya gözaltında bulunan birini serbest, özgür duruma getirmek, tahliye etmek
1. Elde delil olmadığı için serbest bıraktık.
1. Elde delil olmadığı için serbest bıraktık.
2. kendi düşüncesi ve iradesine göre davranmasına izin vermek
1. Akli muvazenesi pek sağlam bulunmadığı için serbest bırakıldı.
1. Akli muvazenesi pek sağlam bulunmadığı için serbest bırakıldı.