Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
serdengeçtilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fedailik


serdetme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Serdetmek işi


serdetmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , eskimiş , eskimiş , -i , -i , eskimiş , eskimiş , İleri sürmek

Örnek:

1. Enine boyuna birçok deliller serdetti.

1. Enine boyuna birçok deliller serdetti.


Lisan : Arapça serd + Türkçe etmek

Telaffuz : se'rdetmek

serdirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Serdirmek işi


serdirmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Serme işini yaptırmak

Örnek:

1. Odanın bir köşesinde köylülere bir temiz döşek serdirdi.

1. Odanın bir köşesinde köylülere bir temiz döşek serdirdi.


Serdivan
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sakarya iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : se'rdivan

serdümen
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Dümen kullanmakla görevli bilgili ve deneyimli tayfa

2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Savaş gemilerinde çavuştan yüksek bir aşamada bulunan er


Lisan : Farsça ser + İtalyanca timone

Telaffuz : se'rdümen

sere
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Açık duran başparmağın ucundan işaret parmağının ucuna kadar olan uzaklık, sele


sere serpe
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Serbest, rahat bir biçimde, çekinmeden

Örnek:

1. Boş evde sere serpe dolaşıyorum.

1. Boş evde sere serpe dolaşıyorum.


serebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Serebilmek işi


serebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Serme ihtimali veya imkânı bulunmak


şeref

İlgili Kelimeler:

şeref kıtası, şeref konuğu, şeref locası, şeref misafiri, şeref salonu, şeref sözü, şeref tribünü, şeref üyesi, şeref yeri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Başkasının, birine gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, onur

Örnek:

1. İnsanın şerefi. Yurdun şerefi.

1. İnsanın şerefi. Yurdun şerefi.

2. Toplumca benimsenmiş iyi şöhret

Örnek:

1. Kolay şöhret, güç sanatın şerefini daima kıskanmıştır.

1. Kolay şöhret, güç sanatın şerefini daima kıskanmıştır.


Lisan : Arapça şeref

şeref kıtası
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Devlet başkanlarının, yüksek aşamada devlet adamları ve kumandanlarının karşılanma ve uğurlanmalarında hazır bulunan tören kıtası


şeref konuğu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir toplantı, davet, balo vb.ne çağrılan konuklar arasında kendisine ayrıcalık tanınan, en çok değer ve önem verilen kişi, şeref misafiri


şeref locası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tiyatro, sinema vb. yerlerde şeref konuklarına ayrılan özel loca


şeref misafiri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şeref konuğu


şeref salonu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Havaalanı, saray vb. büyük yapılarda kral, başkan gibi kişilerin oturdukları veya önemli törenlerin, karşılamaların yapıldığı yer

Örnek:

1. Cumhurbaşkanı, konuklarıyla şeref salonunda bir süre görüştü.

1. Cumhurbaşkanı, konuklarıyla şeref salonunda bir süre görüştü.


şeref sözü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Namus sözü

Örnek:

1. Vatan için, hürriyet için birbirine verdikleri şeref sözünü tutacaklar, gerekirse bu uğurda silahlarını da kullanacaklar.

1. Vatan için, hürriyet için birbirine verdikleri şeref sözünü tutacaklar, gerekirse bu uğurda silahlarını da kullanacaklar.


şeref tribünü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Stadyum, hipodrom vb. açık seyir yerlerinde devlet başkanlarına, yüksek makamlardaki devlet adamlarına, komutanlara ve kulüp yöneticileri ile diğer yetkili kişilere ayrılmış özel koltuklu bölüm


şeref üyesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Onur üyesi


şeref vermek
Anlamı:

1. onurlandırmak, şereflendirmek


şeref yeri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir toplantıda, özel saygı gösterilen kimse için ayrılmış yer


şerefe
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Minarenin gövdesini çepeçevre dolaşan, korkuluklu, ezan okunan yer

Örnek:

1. İstanbul'un kandilleri bile yanmayan şerefelerinde eski ışıkları arar.

1. İstanbul'un kandilleri bile yanmayan şerefelerinde eski ışıkları arar.


Lisan : Arapça şerefe

şerefe (veya şerefinize)
Anlamı:

1. içki içilirken kadeh kaldırarak karşısındakine değer verildiğini belirtmek için söylenen söz, sağlığına veya sağlığınıza


şerefeli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şerefesi olan (minare)

Örnek:

1. Edirne'nin üç şerefelisi de kandillerden kaftanı ile ona karşı çıkmış.

1. Edirne'nin üç şerefelisi de kandillerden kaftanı ile ona karşı çıkmış.