Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sazlı sözlü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Saz çalınarak yapılan (eğlence)


sazlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sazları (I) çok olan yer

Örnek:

1. Bu sık sazlığın gölgesinden kurtulan yerlerde, derenin sakin suları, buğulanmış bir gümüş rengiyle görünüyordu.

1. Bu sık sazlığın gölgesinden kurtulan yerlerde, derenin sakin suları, buğulanmış bir gümüş rengiyle görünüyordu.


sazsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sazı olmayan

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Eğlencesiz bir biçimde

Örnek:

1. Sayelerinde ne sazsız kalıyoruz ne eğlencesiz, eksik olmasınlar.

1. Sayelerinde ne sazsız kalıyoruz ne eğlencesiz, eksik olmasınlar.


Sb
Anlamı:

1. kimya , kimya , kimya , kimya , Antimon elementinin simgesi


Sc
Anlamı:

1. kimya , kimya , kimya , kimya , Skandiyum elementinin simgesi


scoreboard
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 sayı göstergesi


Lisan : İngilizce scoreboard

se

İlgili Kelimeler:

ciharıse

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üç


Lisan : Farsça se

se
Anlamı:

1. Türk alfabesinin yirmi ikinci harfinin adı, okunuşu


Se
Anlamı:

1. kimya , kimya , kimya , kimya , Selenyum elementinin simgesi


şe
Anlamı:

1. Türk alfabesinin yirmi üçüncü harfinin adı, okunuşu


şeamet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Uğursuzluk


Lisan : Arapça şeʾāmet

Telaffuz : şea:met

şeamet tellallığı yapmak
Anlamı:

1. her olayı kötü ve sıkıntı yaratacak biçimde yorumlayıp dile getirmek


seans
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir işin yapılmasına ayrılan çalışma süresi, oturum

Örnek:

1. Bütün bunlar görünürde pazarlama taktiği ama aslında bir acındırma, kandırma seansı idi.

1. Bütün bunlar görünürde pazarlama taktiği ama aslında bir acındırma, kandırma seansı idi.

2. tıp , tıp , tıp , tıp , Bazı tedavi yöntemlerinin uygulanması için ayrılan süre

Örnek:

1. Bir yıl boyunca psikiyatri seanslarının parasını ödeyecek.

1. Bir yıl boyunca psikiyatri seanslarının parasını ödeyecek.

3. sinema , sinema , tiyatro , tiyatro , sinema , sinema , tiyatro , tiyatro , Gösterim

Örnek:

1. Bu şipşirin sinemanın perşembe gündüz seanslarını severim.

1. Bu şipşirin sinemanın perşembe gündüz seanslarını severim.


Lisan : Fransızca séance

şeb

İlgili Kelimeler:

ruzuşeb

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Gece


Lisan : Farsça şeb

şebabet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Gençlik

2. Gençlik yılları


Lisan : Arapça şebābet

Telaffuz : şeba:bet

sebat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sözünden veya kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme, direşme


Lisan : Arapça s̱ebāt

Telaffuz : seba:tı

sebat etmek (veya göstermek)
Anlamı:

1. sözünden veya kararından dönmemek, bir işi sonuna kadar götürmek, direşmek

Örnek:

1. Fakat şu var ki çocuklar arzularında sebat göstermiyorlar.

1. Fakat şu var ki çocuklar arzularında sebat göstermiyorlar.


sebatkâr
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sebatlı


Lisan : Arapça s̱ebāt + Farsça -kār

sebatkârlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sebatlılık


sebatlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir işi yılmadan sonuna kadar götüren, direşken, sebatkâr


sebatlılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sebatlı olma durumu, sebatkârlık, direşkenlik


sebatsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sebat etmeyen


sebatsızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sebatsız olma durumu


sebayüdü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zarla oynanan oyunlarda zarlardan birinin üçlü, öbürünün ikili gelmesi


Lisan : Farsça sebā + du

Telaffuz : seba:yüdü

şebboy
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Turpgillerden, güzel kokulu, dar yapraklı, değişik renkli çiçekleri olan, çok yıllık ve otsu bir süs bitkisi (Cheiranthus cheiri)

Örnek:

1. Bir sepetin içinde sümbüller, fulyalar, zerrinler, menekşeler, şebboylar, dalga dalga renkler, damla damla rayihalar sıralanmıştı.

1. Bir sepetin içinde sümbüller, fulyalar, zerrinler, menekşeler, şebboylar, dalga dalga renkler, damla damla rayihalar sıralanmıştı.


Lisan : Farsça şebbūy