Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sebebiyet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir şeye, bir olaya sebep olma, yol açma


Lisan : Arapça sebebiyyet

sebebiyet vermek
Anlamı:

1. bir şeye, bir olaya sebep olmak, yol açmak

Örnek:

1. Bu acıya kendi sebebiyet verdiğini hissetmekten gurur duyuyordu.

1. Bu acıya kendi sebebiyet verdiğini hissetmekten gurur duyuyordu.


sebebiyle
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Nedeniyle

Örnek:

1. Hırçınlığı sebebiyle hiçbir yerde tutunamıyor.

1. Hırçınlığı sebebiyle hiçbir yerde tutunamıyor.


Telaffuz : sebebi'yle

şebek
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Genellikle Afrika'nın dağlık bölgelerinde sürüler hâlinde yaşayan, değişik renklerde olan, uzun veya kısa kuyruklu türleri bulunan maymun

2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Çirkin ve arsız (kimse)


şebekçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şebek oynatan kimse

Örnek:

1. Burgaz önlerinde birtakım ayıcılar, şebekçiler, kuklacılar...

1. Burgaz önlerinde birtakım ayıcılar, şebekçiler, kuklacılar...


şebeke
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ülke çapında yaygınlaştırılmış ulaşım ve iletişim örgüsü, ağ

2. Üniversite öğrencilerinin kimlik kartı

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birbiriyle bağlantılı ve gizli çalışan kimselerin tümü

Örnek:

1. Bütün dünyaya eroin gönderen geniş bir şebekenin peşindeydiler.

1. Bütün dünyaya eroin gönderen geniş bir şebekenin peşindeydiler.


Lisan : Arapça şebeke

şebekler
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Primatların alt takımı


şebekleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şebekleşmek işi


şebekleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Şebek durumuna gelmek


şebeklik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şebek olma durumu


Seben
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bolu iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : se'ben

sebep

İlgili Kelimeler:

sebep bilimi, ağırlaştırıcı sebep, hafifletici sebep, mucip sebep, mücbir sebep, sudan sebep, savaş sebebi, varlık sebebi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin olmasına veya belli bir hâlde bulunmasına yol açan şey

Örnek:

1. Her medeniyet çöküş sebeplerini kendi içinde taşır.

1. Her medeniyet çöküş sebeplerini kendi içinde taşır.


Lisan : Arapça sebeb

sebep bilimi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Neden bilimi


sebep bilimsel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Neden bilimi ile ilgili, etiyolojik


sebep olan sebepsiz kalsın
Anlamı:

1. herhangi bir kötü duruma yol açanların yoksul duruma düşmeleri istendiğinde kullanılan bir ilenme


sebep olmak
Anlamı:

1. neden olmak, yol açmak

Örnek:

1. Fakat gördüğü şey, kederini filan unutup enikonu telaşlanmasına sebep oldu.

1. Fakat gördüğü şey, kederini filan unutup enikonu telaşlanmasına sebep oldu.


sebeplendirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sebeplendirmek işi


sebeplendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sebeplenme işini yaptırmak


sebeplenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sebeplenmek işi


sebeplenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kendisine dolaylı olarak yarar sağlamak, yararlanmak

Örnek:

1. Evet, bunda pek bir fenalık yoktu. Fazla olarak arada bir fakir kör sebeplenmiş olacak.

1. Evet, bunda pek bir fenalık yoktu. Fazla olarak arada bir fakir kör sebeplenmiş olacak.


sebepli

İlgili Kelimeler:

sebepli sebepsiz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sebebi olan


sebepli sebepsiz
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Hiçbir dayanağı yokken, sebebi olsun veya olmasın, nedenli nedensiz


sebepsiz

İlgili Kelimeler:

sebepli sebepsiz, sebepsiz yere

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sebebi olmayan, nedensiz

Örnek:

1. Bu sebepsiz ağrılar gibi onun her şeyi asabi mizacının belirtisi idi.

1. Bu sebepsiz ağrılar gibi onun her şeyi asabi mizacının belirtisi idi.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Bir sebebi olmadan

Örnek:

1. Doğrandı mübarek vatanın bağrı sebepsiz / Birlikte bugün bulmalıyız derdine çare

1. Doğrandı mübarek vatanın bağrı sebepsiz / Birlikte bugün bulmalıyız derdine çare


sebepsiz kalmak
Anlamı:

1. yoksul bir duruma düşmek


sebepsiz yere
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Boşuna

Örnek:

1. Orada zaman zaman sebepsiz yere burnu sızlardı insanın.

1. Orada zaman zaman sebepsiz yere burnu sızlardı insanın.