Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sayışmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Ödeşmek, hesaplaşmak, hesabına saymak, takas etmek

2. Çocuk oyunlarında sayı sayarak ebeyi belirlemek


sayıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sayıvermek işi


sayıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak saymak


Telaffuz : sayı'vermek

şayka
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Türklerin Karadeniz'deki ırmak kıyılarının korunmasında, Rus Kazakların kıyılara saldırmada kullandıkları altı düz, yayvan gemi


Lisan : Macarca sajka

Telaffuz : şa'yka

saykal
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Maden, ayna vb. nesneleri parlatmak için kullanılan cila

2. Cilalamakta kullanılan araç

3. Bu cilayı yapan kimse


Lisan : Arapça ṣayḳal

saykallama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saykallamak işi


saykallamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , eskimiş , eskimiş , -i , -i , eskimiş , eskimiş , Saykal kullanarak parlatmak, cilalamak


saylama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saylamak işi


saylamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Seçmek


saylav
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Milletvekili


sayma

İlgili Kelimeler:

sayma sayıları, ritmik sayma, varsayma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saymak işi, ad, tadat, addetme

Örnek:

1. Don Luis bir iki rakam daha saymaya hazırlanmıştı ki kahvenin camı arkasından görünen sokakta ani bir kaynaşma oldu.

1. Don Luis bir iki rakam daha saymaya hazırlanmıştı ki kahvenin camı arkasından görünen sokakta ani bir kaynaşma oldu.


sayma sayıları
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , 1'den sonsuza kadar olan sayılar


saymaca
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gerçekte öyle olmadığı hâlde öyleymiş gibi kabul edilen, itibari, nominal

Örnek:

1. Kâğıt paranın değeri saymaca bir değerdir.

1. Kâğıt paranın değeri saymaca bir değerdir.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (sa'ymaca) Sayarak


saymak fiil

İlgili Kelimeler:

adımsayar, bilgisayar, dizüstü bilgisayar, varsaymak

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin kaç tane olduğunu anlamak için bunları birer birer elden veya gözden geçirmek, sayısını bulmak

Örnek:

1. Nara sormuşlar: -Tanelerin kaç tane? Yiyenler saysın bana ne- demiş.

1. Nara sormuşlar: -Tanelerin kaç tane? Yiyenler saysın bana ne- demiş.

2. Sayıları arka arkaya söylemek

Örnek:

1. Birden ona kadar saymak.

1. Birden ona kadar saymak.

3. Herhangi bir sıraya koymak, herhangi bir sırada yer aldığını kabul etmek

Örnek:

1. Artık kışı geçti sayabiliriz.

1. Artık kışı geçti sayabiliriz.

4. Herhangi bir şey, yerine koymak veya herhangi bir şey gözüyle bakmak, addetmek

Örnek:

1. Her çiçekten bal eyledik / Arıya saydılar bizi

1. Her çiçekten bal eyledik / Arıya saydılar bizi

5. Varsaymak, tutmak, farz etmek

Örnek:

1. Elimi uzatsam benim olacak bir vazoya sırt çevirip başkasına kaptırınca onu benden çalınmış saymak neden?

1. Elimi uzatsam benim olacak bir vazoya sırt çevirip başkasına kaptırınca onu benden çalınmış saymak neden?

6. Arka arkaya söylemek, sıralamak

Örnek:

1. Birinin iyiliklerini saymak.

1. Birinin iyiliklerini saymak.

7. Ödemek, peşin vermek

Örnek:

1. İki bin lira saydı, bana bir küpe aldı.

1. İki bin lira saydı, bana bir küpe aldı.

8. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Geçer tutmak

Örnek:

1. Bunu saymam, sizi bir gün erkenden beklerim.

1. Bunu saymam, sizi bir gün erkenden beklerim.

9. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı dolayısıyla bir kimseye değer vermek, hürmet etmek

Örnek:

1. Anam babamı nasıl saydı ise ben de kocamı öyle sayacaktım.

1. Anam babamı nasıl saydı ise ben de kocamı öyle sayacaktım.

10. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Önemsemek

11. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gibi görmek, kabul etmek

Örnek:

1. Arzularını yapmayı belli büyük bir külfet saydığınız bu küçük kalpler, saadetin kapısından girmeden felaketin ortasına yuvarlanıyorlar.

1. Arzularını yapmayı belli büyük bir külfet saydığınız bu küçük kalpler, saadetin kapısından girmeden felaketin ortasına yuvarlanıyorlar.

12. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hesaba katmak, dikkate almak

Örnek:

1. Bundan önce verdiğimi saymıyor musun?

1. Bundan önce verdiğimi saymıyor musun?


saymakla bitmemek (veya tükenmemek)
Anlamı:

1. pek çok olmak


saymamazlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saygı göstermeme durumu, saymazlık


sayman
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kurum, kuruluş vb.nin hesap işleriyle uğraşan kimse, muhasebeci, muhasip


saymanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hesap işlerinin görüldüğü yer, muhasiplik


saymazlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saymamazlık


sayrı

İlgili Kelimeler:

sayrılarevi

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Hasta


sayrıl
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Hastalıkla ilgili, marazi


sayrılarevi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hastane


Telaffuz : sayrıla'revi

sayrılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hastalık

Örnek:

1. Bende gizli bir sayrılık olduğunu o zaman anladım.

1. Bende gizli bir sayrılık olduğunu o zaman anladım.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aşırı düşkünlük, tutku


sayrımsak
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gerçekte hasta olmadığı hâlde kendini hasta gösteren


sayrımsama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sayrımsamak işi, temaruz