Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
savruk
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Aklını işine vermeyen, dikkatsiz

2. Yersiz para harcayan, tutumsuz

3. Düzensiz, dağınık

Örnek:

1. Tavırları şiir gibi ahenktar olan Leylâ, ev hayatında ne kadar savruk, güler yüzü ne kadar abustu.

1. Tavırları şiir gibi ahenktar olan Leylâ, ev hayatında ne kadar savruk, güler yüzü ne kadar abustu.


savrukluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savruk olma durumu


savrulabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savrulabilmek işi


savrulabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Savrulma ihtimali veya imkânı bulunmak


savrulma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savrulmak işi

Örnek:

1. Savrulma hareketini pek ciddi tutmuş olacaktı ki beli kütürdedi ve acıdı.

1. Savrulma hareketini pek ciddi tutmuş olacaktı ki beli kütürdedi ve acıdı.


savrulmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Savurma işi yapılmak

Örnek:

1. Bütün gücümle itiyorum onu. Pencereye kadar savruluyor. Ama vazgeçmiyor.

1. Bütün gücümle itiyorum onu. Pencereye kadar savruluyor. Ama vazgeçmiyor.

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dağılmak, saçılmak

Örnek:

1. Naylonlar, kilimler savrulup yere serildi.

1. Naylonlar, kilimler savrulup yere serildi.


savruluş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savrulma işi


savruntu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savrulurken dökülen kırıntı


savsak
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İhmalkâr


savsaklama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savsaklamak işi, ihmal

Örnek:

1. XVI. Lui, savsaklama politikasını daha da ileri götürmeye başladı.

1. XVI. Lui, savsaklama politikasını daha da ileri götürmeye başladı.


savsaklamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Belirli bir sebebi olmaksızın bir işi isteyerek geri bırakmak, geciktirmek, umursamamak, ertelemek, sallamak, ihmal etmek

Örnek:

1. Baban nüfus kâğıdını çıkartmayı savsaklamış.

1. Baban nüfus kâğıdını çıkartmayı savsaklamış.


savsaklanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savsaklanmak işi


savsaklanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Savsaklama işine konu olmak, ihmal edilmek


savsaklayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savsaklama işi


savsama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savsaklama, ihmal


savsamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Savsaklamak, ihmal etmek


Şavşat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Artvin iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : şa'vşat

şavul
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Şakul, çekül


Lisan : Arapça şāḳūl

savul! (veya savulun!)
Anlamı:

1. yol ver (yol verin), çekil (çekilin), dokunma (dokunmayın)


şavullama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şavullamak işi


şavullamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yoklamak veya kollamak

Örnek:

1. Kocasına düşen, gerçek niyetlerini ve duygularını böyle uzaktan şavullamak!

1. Kocasına düşen, gerçek niyetlerini ve duygularını böyle uzaktan şavullamak!

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Şakullemek

3. Göz gezdirmek, araştırmak

Örnek:

1. Yerimi şavulladım, yerleştim.

1. Yerimi şavulladım, yerleştim.


savulma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savulmak işi


savulmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir şeyden çekinerek bulunduğu yerden uzaklaşmak


savunabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savunabilmek işi


savunabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Savunma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Savunmaya gücü yetmek

Örnek:

1. Ancak çarpık bir felsefe anlayışı felsefe ile dünya görüşünün örtüştüğünü savunabilir.

1. Ancak çarpık bir felsefe anlayışı felsefe ile dünya görüşünün örtüştüğünü savunabilir.