Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
savaş alanı
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Savaş olan yer, meydan


savaş düzeni
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Savaş alanında birlikler belirli bir düzenleme içinde yerleşme


savaş gemisi
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Özel ve büyük ateş gücüne sahip, korunmak için zırhla kaplanmış gemi, harp gemisi


savaş sebebi
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Ülkeler arasında savaş ilanına yol açan olay veya konu


savaş vermek
Anlamı:

1. savaşmak


savaşabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savaşabilmek işi


savaşabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Savaşma ihtimali veya imkânı bulunmak


savaşçı

İlgili Kelimeler:

kalem savaşçısı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , askerlik , askerlik , sıfat , sıfat , askerlik , askerlik , Savaşan, savaş durumunda bulunan, muharip

2. İyi veya çok savaşan, savaşkan, cengâver

3. isim , isim , isim , isim , Savaşa katılan kimse


savaşçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savaşçı olma durumu

Örnek:

1. Soylu ve çetin savaşçılık gururuna, bu eğiliş ağır geldi.

1. Soylu ve çetin savaşçılık gururuna, bu eğiliş ağır geldi.


savaşım
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir amaca erişmek, bir güce karşı koyabilmek amacıyla bir kişi veya grubun sürekli çabası, mücadele

Örnek:

1. Belki de kanıma bir savaşım tutkusu şırınga edilmiş, her zaman bir amacım var.

1. Belki de kanıma bir savaşım tutkusu şırınga edilmiş, her zaman bir amacım var.


savaşım vermek
Anlamı:

1. bir amaca erişmek, bir güce karşı koyabilmek için uğraşmak, çaba göstermek, mücadele etmek

Örnek:

1. Sen ancak iyi savlar için savaşım vermekte rahat ederdin.

1. Sen ancak iyi savlar için savaşım vermekte rahat ederdin.


savaşımcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savaşım veren kimse, mücadeleci


savaşımcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savaşımcı olma durumu


savaşkan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Savaşçı


savaşkanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savaşkan olma durumu


savaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savaşmak işi, muharebe


savaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , askerlik , askerlik , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , askerlik , askerlik , Ordu ölçüsünde iki silahlı kuvvet karşı karşıya gelip çarpışmak, vuruşmak, muharebe etmek

Örnek:

1. Bu acımasız dünyada artık acımasızca savaşacaklardı.

1. Bu acımasız dünyada artık acımasızca savaşacaklardı.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla mücadeleye girişmek

Örnek:

1. İkiyüzlülere, sureti haktan görünen sahte dindarlara karşı bütün gücümle savaşacağım.

1. İkiyüzlülere, sureti haktan görünen sahte dindarlara karşı bütün gücümle savaşacağım.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çaba sarf etmek


Savaştepe
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Balıkesir iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : sava'ştepe

savaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savaştırmak işi


savaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Savaşma işini yaptırmak


savat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gümüş üstüne özel bir biçimde kurşunla işlenen kara nakış


Lisan : Arapça sevād

savatlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savatlamak işi


savatlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Gümüş üstüne kurşunla kara nakışlar işlemek


savatlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savatlanmak işi


savatlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Savatlama işi yapılmak