Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
şaşkıncasına
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Şaşkınca


Telaffuz : şaşkı'ncasına

şaşkınlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şaşkınlaşmak işi


şaşkınlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Şaşkın bir duruma gelmek


şaşkınlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şaşkın olma durumu

2. Şaşkınca davranış

Örnek:

1. Piyasadaki şaşkınlık, kararsızlık, hayâsızlık kendilerinin en büyük yardımcılarıydı.

1. Piyasadaki şaşkınlık, kararsızlık, hayâsızlık kendilerinin en büyük yardımcılarıydı.


şaşlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Baharatlı sirkeye yatırılmış koyun etinden hazırlanmış bir yemek türü


şaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şaşmak işi


şaşmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Umulmayan, beklenmeyen veya olağanüstü bir olay, bir olgu karşısında şaşkın duruma gelmek, hayret etmek

Örnek:

1. Aynı anda nasıl olur da başka bir iş tutabileceğine şaşar kalırdınız.

1. Aynı anda nasıl olur da başka bir iş tutabileceğine şaşar kalırdınız.

2. -den , -den , -den , -den , Yolundan sapmamak, gidişini değiştirmemek, veya yanılmamak

Örnek:

1. Güzel düşün, iyi hisset, yanılma, aldanma / Ne varsa doğrudadır, doğruluk şaşar sanma

1. Güzel düşün, iyi hisset, yanılma, aldanma / Ne varsa doğrudadır, doğruluk şaşar sanma

3. -i , -i , -i , -i , Şaşırmak

Örnek:

1. Yolunu şaşmak. Gününü şaşmak.

1. Yolunu şaşmak. Gününü şaşmak.


şaşmaz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Değişmez ve yanılmaz nitelikte olan

Örnek:

1. O, gerçekte ne anlatıyorsa o anlattıklarının şaşmaz bir gözlemcisi.

1. O, gerçekte ne anlatıyorsa o anlattıklarının şaşmaz bir gözlemcisi.


şaşmazlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şaşmaz olma durumu

Örnek:

1. Sonra fırsat kollamasını biliyordu ve tekme yapıştıracak, çelme takacak zamanı içgüdülerin şaşmazlığıyla seçiyordu.

1. Sonra fırsat kollamasını biliyordu ve tekme yapıştıracak, çelme takacak zamanı içgüdülerin şaşmazlığıyla seçiyordu.


Sason
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Batman iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : sa'son

şaşula
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Soğanlı ve çiçekli bitkileri dikmeye yarayan mala biçiminde küçük kürek

2. Baklagil, kuru yemiş vb. ürünler satan iş yerlerinde kullanılan, plastik veya çelikten yapılmış küçük kürek


şat
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Sığ sularda ağır yükleri taşımak için kullanılan, altı düz bir çeşit tekne

Örnek:

1. Bordadan aşağı şatlara inip torbaları şata bırakarak eli boş geri dönüyor.

1. Bordadan aşağı şatlara inip torbaları şata bırakarak eli boş geri dönüyor.


Lisan : Fransızca chatte

satabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Satabilmek işi


satabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Satma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Gazetecilik her şeyden önce bastığını satabilmek sanatıdır.

1. Gazetecilik her şeyden önce bastığını satabilmek sanatıdır.


şatafat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görkem

Örnek:

1. Hamam alayı da yine şatafat ve masraf cihetinden bundan aşağı kalmazmış.

1. Hamam alayı da yine şatafat ve masraf cihetinden bundan aşağı kalmazmış.


şatafatlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Görkemli

Örnek:

1. Maksat, debdebeli ve şatafatlı bir ömür sürmek değildir.

1. Maksat, debdebeli ve şatafatlı bir ömür sürmek değildir.


şatafatlılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görkemlilik


şatafatsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Görkemsiz

Örnek:

1. Şatafatsız bir muamele sayesinde Ali Bey zenginlenmiş.

1. Şatafatsız bir muamele sayesinde Ali Bey zenginlenmiş.


şatafatsızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görkemsizlik


satanist
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şeytana tapan kimse


Lisan : Fransızca sataniste

satanistlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Satanist olma durumu


satanizm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şeytana tapma


Lisan : Fransızca satanisme

sataşabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sataşabilmek işi


sataşabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Sataşma ihtimali veya imkânı bulunmak


sataşılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sataşılmak işi