Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
satılmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Satma işi yapılmak

Örnek:

1. Bu kitap, kendi ağırlığında altınla dahi satılsa satan yine zararlı çıkar.

1. Bu kitap, kendi ağırlığında altınla dahi satılsa satan yine zararlı çıkar.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Para veya çıkar karşılığı, gizlice karşı tarafa hizmet etmek


satım

İlgili Kelimeler:

alım satım, dış satım, spot satım

Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Satış

Örnek:

1. 'O Kimdi' adlı polisiye bir sevda romanı yayımladı. 'O Kimdi'yi de satımda bulamazsın.

1. 'O Kimdi' adlı polisiye bir sevda romanı yayımladı. 'O Kimdi'yi de satımda bulamazsın.


satımcı

İlgili Kelimeler:

dış satımcı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Satım işini yapan (kimse)


satımcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Satımcının yaptığı iş


satımlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Satıcının, mal sahibi adına sattığı şeyden aldığı yüzdelik


satın alma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kurum ve kuruluşlarda gereksinim duyulan malları almaya yetkili birim

2. Satın almak işi, mübayaa

Örnek:

1. Buradaki yasaların yabancıların ev satın almalarına mâni olup olmadığını bilmiyordu henüz.

1. Buradaki yasaların yabancıların ev satın almalarına mâni olup olmadığını bilmiyordu henüz.


satın almacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Satın alma işlerini yürüten kimse, mübayaacı


satın almacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Satın almacının yaptığı iş, mübayaacılık


satın almak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir nesneyi belirlenen fiyatını ödeyerek kendine mal etmek, mübayaa etmek


satıp savmak
Anlamı:

1. gereken parayı sağlamak için elindeki malı ucuza satıp tüketmek, yok pahasına elden çıkarmak


satir
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Yergi


Lisan : Fransızca satire

satır

İlgili Kelimeler:

satır arası, satır başı, satır satır, satır sonu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir sayfa üzerinde yan yana gelen kelimelerden oluşan ve alt alta sıralanmış her bir dizi

Örnek:

1. İki dakika süren bu duygusuzluktan sonra bu üç dört satırın cehennemî manaları anlaşılmaya başladı.

1. İki dakika süren bu duygusuzluktan sonra bu üç dört satırın cehennemî manaları anlaşılmaya başladı.


Lisan : Arapça saṭr

satır
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Et kesmeye, kemik kırmaya yarayan ağır ve enli bir bıçak türü


Lisan : Arapça sāṭūr

şatır

İlgili Kelimeler:

şen şatır

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Neşeli, keyifli, şen

2. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Tören ve alaylarda padişahın, vezirin yanında yürüyen görevliler


Lisan : Arapça şāṭir

Telaffuz : şa:tır

satır arası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazı satırlarının arasında kalan mesafe

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dolaylı anlatım


satır atmak
Anlamı:

1. herkesi öldürmek, kırıp geçirmek


satır başı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Her satırın baş kısmı

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Konuşma vb.nde dikkat çekilen önemli nokta


satır satır
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bütün satırların hepsini okuyarak, her satırla ilgilenerek

2. Herhangi bir metni tamamıyla, bütünüyle

Örnek:

1. Aslında kâğıda gerek yoktu çünkü bütün metni satır satır ezbere biliyordu.

1. Aslında kâğıda gerek yoktu çünkü bütün metni satır satır ezbere biliyordu.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İnceden inceye, dikkatlice

Örnek:

1. Yazılarımı satır satır inceliyordu.

1. Yazılarımı satır satır inceliyordu.


satır sonu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Her satırın son kısmı


satirik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yergi ile ilgili, yergi niteliğinde olan

Örnek:

1. Bunların hepsi de edebiyatın satirik nevi denilen kısmına mal edilerek işin içinden çıkılıyordu.

1. Bunların hepsi de edebiyatın satirik nevi denilen kısmına mal edilerek işin içinden çıkılıyordu.


Lisan : Fransızca satirique

satış

İlgili Kelimeler:

satış bedeli, satış değeri, satış fiyatı, satış merkezi, satış mukavelesi, satış ruhsatı, satış sarayı, satış sözleşmesi, satış şartnamesi, satış yeri, efektif satış, indirimli satış, konsinye satış, kredili satış, önceden satış, peşin satış, tutulu satış, vadeli satış, tanzim satışı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Satma işi

2. ticaret , ticaret , ticaret , ticaret , Satıcı ile alıcı arasında yapılan ve bir malın alıcıya verilmesi ve bunun karşılığında bir fiyat, bir değer alınması yoluyla yapılan işlem, satım


satış bedeli
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Satış fiyatı


satış değeri
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Bir malın satılabileceği fiyat


satış fiyatı
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Malın satılırken uygulanan ücreti, satış bedeli


satış merkezi
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Bir malın satıldığı ana merkez