Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
salapurya
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Ticaret eşyası taşımakta kullanılan, 10-15 tonluk, üçgen biçiminde yelkeni olan ticaret gemisi

Örnek:

1. Fakat kotranın altındaki safra onu kurtarır da safrasız salapurya birdenbire alabora oluverir.

1. Fakat kotranın altındaki safra onu kurtarır da safrasız salapurya birdenbire alabora oluverir.


Lisan : İtalyanca scialuppa

Telaffuz : salapu'rya

salapurya gibi
Anlamı:

1. çok büyük olan veya ayağa büyük gelen (ayakkabı)


salaş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkân

Örnek:

1. Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış?

1. Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış?

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tahtadan yapılmış (baraka)

Örnek:

1. Kenar mahalleleri gezerken birtakım salaş barakalar göreceksiniz.

1. Kenar mahalleleri gezerken birtakım salaş barakalar göreceksiniz.

3. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Uyumsuz, derme çatma, kötü görünen

Örnek:

1. Bir ara karşıdaki salaş birahanenin penceresine göz atıyorum.

1. Bir ara karşıdaki salaş birahanenin penceresine göz atıyorum.


Lisan : Macarca salaş

salaşlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Salaş olma durumu


salaşpur
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Seyrek dokunmuş, astarlık ince bez

Örnek:

1. Yalnız belinden fazla olarak murdar bir salaşpur sarkıyor.

1. Yalnız belinden fazla olarak murdar bir salaşpur sarkıyor.


Lisan : (Hindistan'daki Solapur şehrinin adından)

salat

İlgili Kelimeler:

salatüselam

Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Namaz

2. Hz. Muhammed'in adı anıldığında saygı göstermek için okunan dua


Lisan : Arapça ṣalāt

Telaffuz : sala:t, l ince okunur

salata

İlgili Kelimeler:

yeşil salata, Amerikan salatası, bastana salatası, çoban salatası, laf salatası, patates salatası, patlıcan salatası, Rus salatası, turp salatası, yayla salatası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle bazı çiğ ot ve sebzelerle yapılan, yağ, limon vb. maddeler konulan, yemeklerle birlikte yenen yiyecek

Örnek:

1. İçi çiçekli şimşir kaşıkla salatayı âdeta pilav yer gibi tıkınıyordu.

1. İçi çiçekli şimşir kaşıkla salatayı âdeta pilav yer gibi tıkınıyordu.


Lisan : İtalyanca salata

Telaffuz : sala'ta

salatalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Salata bulunan


salatalık

İlgili Kelimeler:

salatalık dolması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hıyar

Örnek:

1. Babası küçük bostanda yere eğilmiş, salatalıkları koparıyor.

1. Babası küçük bostanda yere eğilmiş, salatalıkları koparıyor.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Salata yapmak için kullanılan

Örnek:

1. Salatalık domates.

1. Salatalık domates.


salatalık dolması
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kabuğu soyulmuş ve içi oyulmuş salatalığın içine bulgur ve et konularak, genellikle üzerine yoğurt ve yağ gezdirilerek hazırlanan bir yemek türü


salatasız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Salata bulunmayan


salatüselam
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Hz. Peygambere ve onun soyundan gelenlere saygı bildirmek için okunan dua


Lisan : Arapça ṣalāt + selām

Telaffuz : sala:tüsela:mı, l'ler ince okunur

salavat

İlgili Kelimeler:

salavat parmağı

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , Namazlar

2. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Hz. Muhammed'e saygı bildirmek için okunan dua

3. spor , spor , spor , spor , Yağlı güreşte, yarışmalardan önce cazgırın okuduğu dua


Lisan : Arapça ṣalavāt

Telaffuz : salava:tı, l ince okunur

salavat getirmek
Anlamı:

1. Hz. Muhammed'e saygı bildirmek için dua okumak

2. tehlikeli bir durumda dua okumak


salavat parmağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşaret parmağı

Örnek:

1. Dur bak ben sana neler yaparım diye salavat parmağından maadasını yumarak ve yalnız o parmağını kaldırarak verilen tembih ve tehdit işareti gibi bir şey oldu.

1. Dur bak ben sana neler yaparım diye salavat parmağından maadasını yumarak ve yalnız o parmağını kaldırarak verilen tembih ve tehdit işareti gibi bir şey oldu.


salça

İlgili Kelimeler:

biber salçası, domates salçası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yemeklere lezzet ve renk katmak için konulan domates veya biber ezmesi

Örnek:

1. Biber salçası. domates salçası.

1. Biber salçası. domates salçası.

2. Domates, baharat vb. şeylerle yapılan, çoğunlukla et yemeklerine katılan sos


Lisan : İtalyanca salsa

salçalama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Salçalamak işi


salçalamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yemeklere salça katmak


salçalanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Salçalanmak işi


salçalanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Salça durumuna gelmek


salçalı

İlgili Kelimeler:

salçalı makarna

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Salça konmuş, içinde salça olan


salçalı makarna
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Makarnanın pişmesinden sonra üzerine yağla hafifçe kavrulmuş salçanın dökülmesiyle hazırlanan yemek


salçalık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Salça yapmaya elverişli

2. Salça yapmak için ayrılmış

Örnek:

1. Salçalık domates.

1. Salçalık domates.


salcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sal ile yolcu ve yük taşıyan kimse


salcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Salcının işi veya mesleği