salaş

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkân

Örnek:

1. Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış?

1. Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış?

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tahtadan yapılmış (baraka)

Örnek:

1. Kenar mahalleleri gezerken birtakım salaş barakalar göreceksiniz.

1. Kenar mahalleleri gezerken birtakım salaş barakalar göreceksiniz.

3. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Uyumsuz, derme çatma, kötü görünen

Örnek:

1. Bir ara karşıdaki salaş birahanenin penceresine göz atıyorum.

1. Bir ara karşıdaki salaş birahanenin penceresine göz atıyorum.


Lisan : Macarca salaş