Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
saksafoncu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saksafon çalan kimse


saksafonculuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saksafoncunun işi

Örnek:

1. Geceleri de Tepebaşı'nda bir barda saksafonculuk ediyordu.

1. Geceleri de Tepebaşı'nda bir barda saksafonculuk ediyordu.


saksağan
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kargagillerden, karnı beyaz, kanatları ve kuyruğu kül rengi diğer yerleri parlak, kara, uzun kuyruklu kuş, alacakarga, alakarga (Pica pica)


şakşak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çoğunlukla hokkabazların kullandıkları, hafifçe vurulduğunda hızla vurulmuş gibi `şak` diye ses çıkaran tahta maşa


şakşakçı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Bir kimseyi veya onun yaptığı her şeyi doğru bularak öven ve başkalarına da kabul ettirmeye çalışan kimse, alkışçı, zilli bebek

2. Para karşılığında alkış tutan kimse, goygoycu

3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Özellikle tiyatroda oyunu alkışlamak için parayla tutulan kimse


şakşakçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şakşakçı olma durumu


saksı

İlgili Kelimeler:

saksıgüzeli, saksı toprağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pişmiş toprak, plastik vb.nden yapılan, çiçek yetiştirmekte kullanılan kap

Örnek:

1. Yaz kış yeşil, bir saksı ıtır pencerede.

1. Yaz kış yeşil, bir saksı ıtır pencerede.

2. argo , argo , argo , argo , Baş, kafa


saksı toprağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çiçek yetiştirmek için hazırlanmış özel bir toprak türü


saksıgüzeli
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Dam koruğugillerden, yaprakları etli, çiçekleri başak biçiminde bir süs bitkisi (Cotyledon umbilicus)


Telaffuz : saksı'güzeli

saksılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saksı koymaya yarar raf

2. İçine saksı oturtulan süslü kap

3. Kışın saksı çiçeklerinin saklandığı yer


saksonya
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Almanya'da Saksonya bölgesinde yapılan, iyi nitelikli porselen tabak veya kap


Lisan : Saksonya yer adından

Telaffuz : sakso'nya

şakul
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , fizik , fizik , isim , isim , eskimiş , eskimiş , fizik , fizik , Çekül


Lisan : Arapça şāḳūl

Telaffuz : şa:ku:lü

sakuleta
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , askerlik , askerlik , isim , isim , eskimiş , eskimiş , askerlik , askerlik , Silindir biçiminde bir demirin içine çivi, cıvata vb. maddelerin doldurulması ile yapılan bir mermi türü


Lisan : Rumca

şakuli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Çekülle ilgili

2. matematik , matematik , matematik , matematik , Düşey


Lisan : Arapça şāḳūlī

Telaffuz : şa:ku:li:

şakulleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şakullemek işi


şakullemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , eskimiş , eskimiş , -i , -i , eskimiş , eskimiş , Çekülle düşey doğrultusuna bakmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yoklamak


sal

İlgili Kelimeler:

salhane

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Tabut


sal

İlgili Kelimeler:

sal yarışı, cankurtaran salı, ölü salı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı

Örnek:

1. Dalgaları ufukları örten bir denizde, küçük bir sal parçası üstünde bir boraya mı tutulduk?

1. Dalgaları ufukları örten bir denizde, küçük bir sal parçası üstünde bir boraya mı tutulduk?


şal

İlgili Kelimeler:

şal kuşak, şal örneği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle Hindistan'da dokunan, özel motifleri olan değerli bir yün kumaş

Örnek:

1. Genç kadın, yün şalını başına almışken çıkardı.

1. Genç kadın, yün şalını başına almışken çıkardı.

2. Kadınların omuzlarını örtmek için kullandıkları geniş atkı

Örnek:

1. Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı / Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı

1. Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı / Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı


Lisan : Farsça şāl

şal kuşak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şaldan yapılmış bele sarılan kuşak

Örnek:

1. Sırtında dört peşli entari, belinde şal kuşak, başında namaz bezi.

1. Sırtında dört peşli entari, belinde şal kuşak, başında namaz bezi.


şal örneği
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şallarda görülen motiflerle bezenmiş (kumaş örtü, hırka)


sal yarışı
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Özel botlarla debisi yüksek ırmaklarda yapılan bir spor türü


sala
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 sela


Lisan : Arapça ṣalā

salabet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Katılık, sağlamlık

Örnek:

1. Eski cumhurbaşkanı kendi görüşü uzantısında böyle bir salabet örneği vermişti.

1. Eski cumhurbaşkanı kendi görüşü uzantısında böyle bir salabet örneği vermişti.


Lisan : Arapça ṣalābet

Telaffuz : sala:bet, l ince okunur

salabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Salabilmek işi