92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Bozuk, yanlış, eksik
Lisan : Arapça saḳīm
Telaffuz : saki:m
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ötücü kuşlar ezgili ses çıkarmak, ötmek, şakramak, terennüm etmek
1. Kalk dilber, gidelim bağ arasına / Şakısın bülbüller, gül incinmesin
1. Kalk dilber, gidelim bağ arasına / Şakısın bülbüller, gül incinmesin
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok konuşmak, çenesi düşmek
1. Eskiden hiç lakırtı söylemeyen bu ihtiyar, şimdi şakıyordu.
1. Eskiden hiç lakırtı söylemeyen bu ihtiyar, şimdi şakıyordu.
3. -i , -i , mecaz , mecaz , -i , -i , mecaz , mecaz , Güzel şarkı söylemek veya şiir okumak
1. Hep aşkı, hep inançları, hep yurt sevgisini şakıyan şairler vardır; ben şair olsaydım ışığın verdiği hazları söyler, hep güneşe övgüler yazardım.
1. Hep aşkı, hep inançları, hep yurt sevgisini şakıyan şairler vardır; ben şair olsaydım ışığın verdiği hazları söyler, hep güneşe övgüler yazardım.
sakin sakin
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hareket etmeyen, kımıldamayan
2. Durgun, dingin
1. Sakin, mütevazı ve kalabalıktan kaçan ruhunu incitmemek için onu, birkaç kişi ile sırtımda ebedî makamına ben götürdüm.
1. Sakin, mütevazı ve kalabalıktan kaçan ruhunu incitmemek için onu, birkaç kişi ile sırtımda ebedî makamına ben götürdüm.
3. Sessiz
1. Dinlenmek için otelimizden daha sakinini bulacağınızı ummam.
1. Dinlenmek için otelimizden daha sakinini bulacağınızı ummam.
4. Kimseyi rahatsız etmeyen, kızgınlık göstermeyen
5. Huysuzluğu, rahatsızlığı azalmış veya geçmiş
1. Sesi dinlediği müddetçe sakin ve uslu duruyordu.
1. Sesi dinlediği müddetçe sakin ve uslu duruyordu.
6. Bir yerde oturan
1. Öğle uykusuna dalmış yalı sakinleri. Rehavet çökmüş.
1. Öğle uykusuna dalmış yalı sakinleri. Rehavet çökmüş.
Lisan : Arapça sākin
Telaffuz : sa:kin
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Asla
1. Aman matmazel, sakın dışarı çıkmayınız!
1. Aman matmazel, sakın dışarı çıkmayınız!
2. `Korkulacak bir durum olmasın` anlamında kullanılan bir söz
1. Sakın bulaşıcı bir hastalık olmasın!
1. Sakın bulaşıcı bir hastalık olmasın!
1. `yapma, yapmaktan çekin` anlamında, yapılması istenmeyen bir davranışa engel olmak için söylenen bir söz
1. bir yerde yerleşmek, oturmak
2. sakin duruma gelmek
1. Önce sakin olmalıyım, diyorum kendi kendime.
1. Önce sakin olmalıyım, diyorum kendi kendime.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Durgun, dingin olarak
2. Heyecan, telaş, kızgınlık göstermeden
1. Nil, sakin sakin etrafa bakarak ve heyecanıma aldırmayarak sözüne devam ediyor.
1. Nil, sakin sakin etrafa bakarak ve heyecanıma aldırmayarak sözüne devam ediyor.
3. Uslu uslu
1. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Sakınma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Çekinilmesi, dikkatli olunması gereken, sakınmayı gerektiren durum, mahzur
1. Kabul etmekte bir sakınca yoktur.
1. Kabul etmekte bir sakınca yoktur.
sakıncalı piyade
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sakınmayı, çekinmeyi gerektiren, mahzurlu
1. Otel kalabalığı sakıncalı olabileceği için bir pansiyonda kalıyordu.
1. Otel kalabalığı sakıncalı olabileceği için bir pansiyonda kalıyordu.
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Kendisine pek güvenilmeyen, huzursuzluk çıkarabilecek kimse
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sakin
2. zarf , zarf , zarf , zarf , (sa:ki'nce) Sakin bir biçimde
1. isim , isim , isim , isim , İhtiyatlılık
1. İsterseniz bu sakınganlığımı klostrofobik olmama bağlayabilirsiniz.
1. İsterseniz bu sakınganlığımı klostrofobik olmama bağlayabilirsiniz.
1. `üzerine çok düşülen şeyler genellikle kazaya veya zarara uğrar` anlamında kullanılan bir söz