Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
saçına başına bakmadan
Anlamı:

1. ilerlemiş yaşına yakışmayacak biçimde


saçına kar yağmak
Anlamı:

1. saçı aklaşmaya başlamak


saçını başını yolmak
Anlamı:

1. çok üzülmek, üzüntüsünden dövünmek

Örnek:

1. Tanrıça Hebe çaresiz kalmış, saçını başını yoluyordu.

1. Tanrıça Hebe çaresiz kalmış, saçını başını yoluyordu.


saçını süpürge etmek
Anlamı:

1. kadın özveri ile çalışıp hizmet etmek

Örnek:

1. Ah gençliğim, ah sana saçımı süpürge ettiğim gençliğim de diyecek değilim.

1. Ah gençliğim, ah sana saçımı süpürge ettiğim gençliğim de diyecek değilim.


saçıntı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saçılıp dağılan şey, döküntü


saçıp savurmak
Anlamı:

1. parasını düşüncesizce, boşuna harcamak


saçış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saçma işi


saçıştırma fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Saçıştırmak işi


saçıştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Azar azar saçmak, dağıtmak, serpmek

2. Rastgele saçmak


saçıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saçıvermek işi


saçıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak ve kısa sürede saçmak


Telaffuz : saçı'vermek

saçkıran
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Bir mantarın oluşturduğu, saçları döken bir deri hastalığı, kılkıran


Telaffuz : sa'çkıran

saçları iki türlü olmak
Anlamı:

1. yaşı ilerlemiş bulunmak


saçlı

İlgili Kelimeler:

saçlı meşe, saçlı sakallı, ak saçlı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Saçı olan

Örnek:

1. Dalgalı ipek saçlı başı kardeşinin göğsüne sokuldu.

1. Dalgalı ipek saçlı başı kardeşinin göğsüne sokuldu.


saçlı meşe
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bir tür meşe (Quercus cerris)


saçlı sakallı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Yaşlanmış (kimse)

Örnek:

1. Soğukoluk'un çardaklı bir kahvesinde yaşlı başlı, saçlı sakallı, adlı sanlı koca adamlar, bizler, çocuklar gibi tombala oynuyoruz.

1. Soğukoluk'un çardaklı bir kahvesinde yaşlı başlı, saçlı sakallı, adlı sanlı koca adamlar, bizler, çocuklar gibi tombala oynuyoruz.


saçma

İlgili Kelimeler:

saçma sapan, deli saçması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saçmak işi

2. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Bir tür balık ağı, serpme ağ

3. Avda kullanılan fişeklerin içine konulan, türlü boylardaki küçük ve yuvarlak kurşun tanesi

Örnek:

1. Ben fişeklerin barutunu, tapasını, saçmasını koyarım, beybaba!

1. Ben fişeklerin barutunu, tapasını, saçmasını koyarım, beybaba!

4. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Akla uygun olmayan, pestenkerani, absürt

Örnek:

1. Kapıldığı tüm fikirler saçma, kurduğu tüm hayaller boşunaydı.

1. Kapıldığı tüm fikirler saçma, kurduğu tüm hayaller boşunaydı.

5. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yersiz bulunan

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yersiz, akla aykırı, tutarsız söz

Örnek:

1. Bırak şu saçmaları! Bir daha bahsini etme.

1. Bırak şu saçmaları! Bir daha bahsini etme.

7. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Böyle söz söyleyen veya iş yapan

Örnek:

1. Saçma adam.

1. Saçma adam.


saçma sapan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Abuk sabuk

Örnek:

1. Belki de kıymetli saatlerinizi benim saçma sapan sözlerimi dinleyerek öldüreceksiniz.

1. Belki de kıymetli saatlerinizi benim saçma sapan sözlerimi dinleyerek öldüreceksiniz.


saçmacı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Saçma sapan söz söyleyen


saçmacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saçmacı olma durumu


saçmak fiil

İlgili Kelimeler:

döke saça

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyi ortalığa dağıtmak, dökmek

Örnek:

1. Oraya birikmiş sulara basarak çamurları etrafa saçtı.

1. Oraya birikmiş sulara basarak çamurları etrafa saçtı.

2. Işık ve ısı yaymak

Örnek:

1. Büyümüş gözler örste dövülen kızgın demir gibi kıvılcımlar saçtı.

1. Büyümüş gözler örste dövülen kızgın demir gibi kıvılcımlar saçtı.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Belli bir görüşü, düşünceyi yaymak


saçmalama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saçmalamak işi, abuklama

Örnek:

1. Saçmalama özgürlüğüme hiç kimsenin, hiçbir yetkenin karışamayacağına sevindim.

1. Saçmalama özgürlüğüme hiç kimsenin, hiçbir yetkenin karışamayacağına sevindim.


saçmalamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Anlamsız, gereksiz, tutarsız, saçma sapan sözler söylemek veya bu tür davranışlarda bulunmak, abuklamak

Örnek:

1. Konuşması büsbütün dağıldı, tutarsızlaştı. Artık saçmalıyor.

1. Konuşması büsbütün dağıldı, tutarsızlaştı. Artık saçmalıyor.


saçmalaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saçmalaşmak durumu veya işi, abuklaşma


saçmalaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Saçma davranışlarda bulunmak, abuklaşmak