92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Üzerine tencere, tava vb. koymaya yarayan, ateş üzerine oturtulan, üç ayaklı çember veya üçgen biçiminde demir destek, sacayak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Her zaman dayanışma içinde olan kimseler, sacayak
Telaffuz : sa'cayağı
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Sacayağı
1. Kimi kocaman kazanı sacayak şeklinde dizilmiş üç büyük taşın üstüne oturtmaya çalışıyordu.
1. Kimi kocaman kazanı sacayak şeklinde dizilmiş üç büyük taşın üstüne oturtmaya çalışıyordu.
Telaffuz : sa'cayak
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Gelinin başından aşağı saçılan çiçek, şeker, arpa, para vb. şeyler
2. Düğün armağanı
1. deneyimli olmak
1. Bu saçları değirmende ağartmadık, siz birbirinize âşıksınız sanırım
1. Bu saçları değirmende ağartmadık, siz birbirinize âşıksınız sanırım
1. bakımsız olmak
1. Matmazelin saçı başı birbirine karışmıştı.
1. Matmazelin saçı başı birbirine karışmıştı.
1. üstü başı perişan bir durumda
1. Hani saçı sakalı akar gibi bir adam geliyor ya buraya, o işte.
1. Hani saçı sakalı akar gibi bir adam geliyor ya buraya, o işte.
1. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , kadınları aşağılamak için kullanılan bir söz
1. Ona oğluna olduğu kadar güvenmiyor. Kız çocuğu bu, ne kadar okusa da saçı uzun aklı kısa olur, der.
1. Ona oğluna olduğu kadar güvenmiyor. Kız çocuğu bu, ne kadar okusa da saçı uzun aklı kısa olur, der.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Saçılma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. gereğinden veya kaldırabileceğinden çok harcamak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , içindekini söylemek
1. isim , isim , isim , isim , Saçılma işi
1. Durup küçük küçük cam kırıkları hâlinde her yana saçılışıma bakıyorum.
1. Durup küçük küçük cam kırıkları hâlinde her yana saçılışıma bakıyorum.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Birdenbire saçılmak
Telaffuz : saçılı'vermek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Saçma işi yapılmak
2. Etrafa dağılmak, yayılmak
3. Açılıp saçılmak
1. `acele etme, sonucun ne olduğunu biraz sonra anlarsın` anlamında kullanılan bir söz
1. saçı ağarmaya başlamak, yaşlanmak
1. Benim bütün saçlarıma, senin sadece şakaklarına ak düşmüş.
1. Benim bütün saçlarıma, senin sadece şakaklarına ak düşmüş.